Custom Search

Gezi (Seyahat) Yazısı

9 Şubat 2013

   Gezi (Seyahat) Yazısı

Gezilip görülen yerlerin, tarihi,coğrafi,ekonomik ve kültürel özelliklerini anlatan yazılara Gezi yazısı denir.

 Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesi örnek olarak verilebilir.

Yazarların yurt içinde veya yurt dışında yaptıkları gezilerde, gördüklerini anlattıkları edebî eserlerin ortak adı. Bu eserlerde yazarlar, gezip gördükleri yerlerdeki insanların bütününün veya belli bir kesimin yaşayışını, gelenek ve göreneklerini, dikkatlerini çeken ve okuyucuların da ilgi duyacaklarına inandıkları özelliklerini anlatmaya çalışırlar.

Seyahatname veya bu mânâyı taşıyan bir başka isim altında kaleme alınmış eserlerden başka pek çok sefâretnâme, tarihî, coğrafî konularda yazılmış pek çok eser, bütünü ile olmasa da seyahatname özelliği gösteren bölümler taşırlar.

Seyahatnameler, yazarların sadece gezip görmek ihtiyacından doğan eserler değildir. Çeşitli savaşlar, ziyaretler, görevle başka ülkelere gönderilen memurların yolculukları, bu yolla tanınan başka şehir, ülke ve insanlar, bu tür eserlerin yazılmasını hazırlayan önemli sebepler arasında sayılır.

Bir eserin seyahatname olarak kabul edilmesi için onda mutlaka gezilip görülen bir başka şehrin ve ülkenin anlatılmış olması gerekmez, içinde yaşanılan şehrin bütün özelliklerini anlatan eserler dezamanla ve toplumdaki değişmelere bağlı olarak seyahatnameler arasına alınır. Evliya Çelebi’nin eseri olan Seyahatnâme’nin birinci cildi, her yönü ile sadece İstanbul’u anlatır. Ruşen Eşref Ünaydın, İstanbul üzerine yazdıkları ile daha sağlığında “istanbul Seyyahı” olarak isim yaptı. Türk edebiyatındaseyahatname türünde kaleme alınmış en büyük eser, Evliya Çelebi’nin on cilt olarak yazdığı Seyahatnâme’dir. 3u eser dünyada, bu türde yazılmış bütün eserlerle boy ölçüşebilecek bir mükemmelliğe sahiptir. Ayrıca Şeydi Ali Reis’in Mir’âtü’l – Memâlik (Ülkelerden Manzaralar)Nâbi’nin Tuhfetü’l-Harameyn, İzzet Molla’nın  Mihnet – Keşan  adlı eserlerini, Tanzimat’tan önceki devrede yazılmış Seyahatnameler arasında sayabiliriz. Tanzimat‘tan sonra ve özellikle Cumhuriyet’ten bu yana bu türde verilen eserlerin sayıları çok artmıştır.

Daha ayrıntılı bilgi için diğer Gezi Yazısı sayfamıza bakın

                                                                                       MURAT TEKİNSOY

                                                                         TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI ÖĞRETMENİ

Etiketler:

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış.