Custom Search

Kurtuluş Savaşı Video

21 Mart 2013

Genel Kurmay arşivinden Kurtuluş Savaşı görüntüleri. Kurtuluş savaşında kadınlar. Memleket bizim, bilekler kan içinde, dişler kilitli, ayaklar çıplak ve ipek bir halıya benzeyen bu toprak bu cehennem bu cennet bizim. Şair bu destanı yazsın diye vuruldu belki Elif, Hanife Bacı bu yüzden bebesinin üstünü değilde, Mehmetin mermisini örtü yaşlı babasından aldığı eski battaniye ile. Bu memleket bizim olsun diye düştü toprağa herbiri düştüde bir karışını vermedi bu gün biz özgürce yaşayalım diye.

Türkiye Dün ATV Haberde Kurtuluş Savaşı Destanını yazanların hem yürek burkan, hem göğüs kabartan onur dolu öyküsünü izledi. Genel Kurmay Başkanlığının Foto Film arşivinde yıllardır özenle sakladığı Cumhuriyetle yaşıt görüntüler sadece gözlerimizi yaşartmakla kalmadı, bize bu gün üzerinde durduğumuz toprağın, nasıl kahramanca kazanıldığını gösterdi. Haberi hazırlayanlarda, haber merkezimize telefon edenler gibi, ağladı dün akşam, nasıl ağlamasınlardıki.

Türk kadının cephede verdiği mücadele dayanılır gibi değildi. Ayşeler, Fatmalar, Gülsümler, Azizeler akın akın gidiyordu cepheye. Her birinin sırtında gülle gibi ağır mermiler, Hepsi gücü yettiğince vurmuş yükünü dimdik yürüyor cepheye doğru. (Her bir top mermisi 25 kilo) Zeynep mermi yerine bebesini vurmuş sırtına, geride kimse yok çünkü, babası şehit düşmüş Çanakkalede, kocasını inönüde yitirmiş, birbaşına kalınca yavrusuyla almış onu sırtına doğru Mehmete yardım etmeye. Yürüyebilen çocuk inmiş anasının sırtından, babasının vurulduğu yere gidermiş, mermi olup düşmanın üzerine koşmak için.

Mermi bulamayan suyla doldurmuş bakracını. Su götüreyim demiş, yüreği kanmış Mehmete. Hatta cephenin içine kadar da girmiş Anadolu kadını, kurşun sıkan Mehmetin yanıbaşında, ekmek olmuş, su olmuşlar. Ve işte tam burda tüm Türkiyenin yüreğini yakan görüntü geldi. Kahpe kurşun bakraç elindeyken yakaladı Elifi. Önce bakraç düştü yere sonra o koca yürekli yığıldı. Düştüde bir ah olsun dedimi Elif, demedi. Bakracın suyu saçılırken sağa sola, bir yudum ses çıkmadı Eliften. Önce göğsüne bastırdı elini, sonra ağır ağır bıraktı kendini yere. Son nefesini verirken bile aklında vatanı vardı.

Elif şahadet şerbetini içmişken, yanıbaşında hala kurşun sıkıyordu Yusuf, ölene ağlanacak vakit yoktur. Zaten Elifte onun için yürek acısını içinde tutmuştuya. Sadece Elifmiydi acıyı yüreğine gömen, önce vatan diyen. Şerife bacıda top mermisinin üzerine giderken aklında hep Türkiye vardı, öyle olmasa birinci bomba yanında patlayınca kaçmazmıydı, kaçmadı, yürüdü yine. Elinde bebesimi, mermi mi olduğu anlaşılamyan yürüdüde, ikinci bombadan sonra şarapnel düşürü verdi Şerifeyi. Ya Hahife bacıya ne demeli, yavrusunuda almış kağnısıyla düşmüştü yola. Minik bebesi Mustafa hastaydı battaniyeye sarılı yatıyordu. Ama komadı battaniyeyi yavrusunun üzerinde, aldı mermilerin üzerine örttü, onlarda evladıydı çünkü, onlarla kurtaracaktı vatanı….

Etiketler:

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış.