Custom Search

AYT Edebiyat Deneme Sınavı 2 – Çözümlü

14 Mayıs 2017

1. O, şiirin damarını hep elinde tutmuştur; genç şairleri yakından izlemiş ve doğru biçimde değerlendirmiştir. Yahya Kemal ise “Şiir benimle bitmiştir.” deyip kendinden başka kimseyi okuma gereğini duymamıştır.
Bu parçada geçen “şiirin damarını hep elinde tutmak” sözüyle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Yaşadığı sürece şiir yazma çabası içinde olmak
B) Şiirin gelişim sürecinden kopmadan şiir kaynaklarıyla beslenmeyi sürdürmek
C) Şiiri dış dünyada değil de kendi iç dünyasında aramak
D) Şiir geleneğini özümseyerek kendini bu geleneğin tek temsilcisi olarak görmek
E) Yaşamı boyunca şiiri en önemli uğraşı olarak sürdürmek

 

2. Memleketimden İnsan Manzaralarında Nâzım Hikmet, bilinçli olarak düz yazının kenar çizgisinde yürür; öyle ki okuyucu şiir değil de bir öykü, bir roman okuduğunu bile düşünebilir bazen.
Parçadaki altı çizili sözle Nâzım Hikmet’in hangi özelliği anlatılmak istenmiştir?
A) Düz yazıdan özellikle uzak durduğu
B) Düz yazıyı kendine özgü bir biçimde kullandığı
C) Şiir dilinde düz yazı öğelerine yer verdiği
D) Düz yazıyı şiire yaklaştırdığı
E) Düz yazıyı alışıldık biçimde sürdürdüğü

 

3. Deneme yazarı okuruna yüksekten bakmaz; ona akıl öğretmeye, bilgiçlik taslamaya kalkmaz. Koluna takar, köşe bucak gezdirir onu, nesnelerin, kavramların kuytularında; daha çok da kendi içindeki girilmemiş odalara sokar, dokunulmamış sandıkların kapağını açıp gösterir içindekileri.
Parçadaki altı çizili sözle deneme yazarının hangi yönü anlatılmak istenmiştir?
A) Okurun beğenisini geliştirdiği
B) Okuru kendi iç dünyasıyla tanıştırdığı
C) Okurun düşüncelerini değiştirdiği
D) Okuru uzak beldelerde gezdirdiği
E) Okuru kuşku içinde bıraktığı

 

4. (I) Sanat ve edebiyatta ne yükseliş vardır ne alçalış. (II) Yaratıcılık, insan dehası her çağda tam verimini yaşar. (III) Bardaktan boşanırcasma yağmur yağsa da okyanusa bir damla su katılmış olmaz. (IV) Med ve cezir (gelgit) bir kuruntudur; su bir kıyıda alçalıyorsa öbür kıyıda yükselir. (V) Bunun içindir ki şiir, geçmişte olduğu gibi günümüzde de vardır ve gelecekte de olacaktır.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?
A) I. cümlede genelleme yapılmıştır.
B) II. cümlede tanım yapılmıştır.
C) III. cümlede örnek verilmiştir.
D) IV. cümlede bir karşıtlıktan söz edilmiştir.
E) V. cümlede paragrafta asıl anlatılmak istenen düşünce dile getirilmiştir.

 

5. (I) Nâzım Hikmet’in şiiri, Türkçenin 20. yüzyıldaki en özgün tatlarından biridir. (II) Serbest şiirin imkânlarını onun kadar coşkuyla kullanabilen kaç şair vardır? (III) Ve elbette halk dilinin küfürden ağıtlara, yergiye, türkülerden deyimlere o çok kıpırtılı ve cümbüşlü hazinesi Nâzım’ın şiirinde uzun uzun nefes alır. (IV) Nâzım, hiç şüphesiz modern Türk şiirinin köşe taşlarından biridir ve onun o pırıltılı, coşkulu şiir dili pek çok zaman yalnız kendisinin geçebildiği son derece dar, tehlikeli bir yolu andırır. (V) Şiire soyunanlarda kaçınılmaz bir taklit etme hissi uyandıran fakat benzerini yazabilmek neredeyse imkânsız olan bir şiirdir Nâzım’ın şiiri.
Nâzım Hikmet’in değerlendirildiği bu parçadaki numaralı cümlelerle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisinde yapılan açıklama yanlıştır?
A) I. cümlede çağdaş Türk şiirinde kendisiyle sınırlı bir tarz yarattığı ifade edilmiştir.
B) II. cümlede özgür şiirin olanaklarını başarıyla kullandığı söylenmiştir.
C) III. cümlede halk diline özgü öğelere yer verdiğine değinilmiştir.
D) IV. cümlede şiirlerinin içeriğine, işlediği temalara ilişkin bilgi verilmiştir.
E) V. cümlede şiire yeni başlayanlarda öykünme duygusu uyandırdığı belirtilmiştir.

 

6. Daha deniz görmemiş (I) bir çoban çocuğuyum
Bu dağların eskiden aşinası (II) dır soyum
Bekçileri gibiyiz (III) ebenced buraların,
Bu tenha derelerin (IV) , bu vahşi kayaların
Görmediği gün yoktur sürü peşinde bizi (V)
Yukarıdaki dizelerde altı çizili sözlerle ilgili aşağıdaki açıklamaların hangisi yanlıştır?
A) I. sözde, “görmemiş” sıfat fiili, kendisinden önceki ad ve zarfla sıfat fiil grubu kurmuştur.
B) II. sözde, tamlayanı sıfat tamlaması olan belirtili ad tamlamasında tamlayanla tamlanan arasına “eskiden” zarfı girmiştir.
C) III. sözde, ek eylemle çekimlenen “gibi” edatı kendinden önceki adla edat grubu oluşturmuştur.
D) IV. söz, tamlayan eki almış bir sıfat tamlamasıdır.
E) V. söz, tamlayanı zarf fiil olan bir zincirleme ad tamlamasıdır.

 

7. (I) Gün ışığına çıkmayan edebî yazılar sessiz sedasız yıllanıyor evlerimizde. (II) Saklı şairler, saklı yazarlarla dolu memleketin her köşesi. (III) Vaktiyle yazılan şiirler, hikâyeler ve romanlar çaresizce bekliyorlar okunmayı, takdir görmeyi. (IV) Çoğunlukla bir sır gibi kendine saklıyor bunları yazan kişi. (V) Bazen de sabredemiyor, yakıveriyor tüm eserlerini.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisinin söylenmesi yanlıştır?
A) I. cümle, yüklemi şimdiki zamanlı eylem olan birleşik bir cümledir.
B) II. cümle, yükleminin türüne göre ad cümlesi, yapısına göre basit cümledir.
C) III. cümle, dolaylı tümleci olan basit bir cümledir.
D) IV. cümle, içinde zarf tümleci olan olumlu bir cümledir.
E) V. cümle, birden fazla cümleden oluşan sıralı bir cümledir.

 

8. (I) Odaya girince ilk iş olarak yeni serilmiş nevresimin kokusunu içime çektim. (II) Çok severim bu kokuyu ve sütliman denize girer gibi yatağa uzanmayı… (III) Başımı yastığa dayayıp tavana baktım. (IV) Taş duvarlara, tiril tiril beyaz keten perdelere, yatağın iki ucundaki komodinlerin üzerindeki mavi emaye çaydanlıktan bozma lambalara, duvara asılı süpürge ve hasır şapkaya, aynalı ahşap gardıroba ağır ağır göz gezdirdim. (V) Bunu yaparak hem eşyalarla hasret giderdim hem de dünyamı yeni baştan kurdum!
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?
A) I. cümlede nesne, bir ad tamlamasıdır.
B) II. cümlenin yüklemi geçişli bir fiildir.
C) III. cümlede zarf-fiil grubu, zarf tümleci görevindedir.
D) IV. cümlede ikilemelerden ilki durum zarfı, ikincisi sıfat görevindedir.
E) V. cümlede “bunu” sözcüğü zamir, “hem” sözcüğü bağlaçtır.

 

9. Sözcük sonundaki “p, ç, t, k” sert ünsüzleri, ünlüyle başlayan bir ek gelince değişerek yumuşar. Bu kural, dilimize yabancı dilden geçen sözcüklerin bazılarında uygulanır, bazılarında uygulanmaz.
Bu kural dikkate alındığında aşağıdaki cümlelerin hangisinde altı çizili sözcüğün yazımı doğrudur?
A) Bu metotu yıllardır kullanıyoruz biz.
B) Üretimimiz standartın oldukça üstünde.
C) Babası gibi, bahtı açık olsun onun da.
D) Gitarımın akortu çok çabuk bozuluyor.
E) Artık kimsenin itimatı kalmadı ona.

 

10. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde kısa çizgi kullanılması yanlıştır?
A) En iyi iki arkadaşı – Alper ve Tuncay – onu hiç aramamıştı.
B) Bu çocuk – hepiniz göreceksiniz – sınavda ilk beşe girecek.
C) Sınava girecek öğrencilere – Yanınızda su ve şeker bulundurun – dedi.
D) Tanzimat romanlarında iyi – kötü mücadelesi çok belirgindir.
E) Kurtuluş Savaşı 1919-1922 yılları arasında yapıldı.

 

11. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde anlatım bozukluğunun nedeni, ayraç içinde belirtilen neden değildir?
A) TDK’nin sözlüğü en sık yararlandığım kaynakçadır. (yanlış anlamda sözcük)
B) İstanbul, Ankara gibi birçok kentlerde mağazamızın şubelerini açtık, (tamlayan eksikliği)
C) Bu akımın yaygınlığı her şeyden önce onun yönteminden kaynaklanır, (adıl fazlalığı)
D) Son vereceğim örnek siyaset teorisinden olacak. (söz dizimi yanlışı)
E) Saz eşliğinde şarkı söylemesini becereceğimi sanmıyorum, (gereksiz iyelik eki)

 

12. İşte beklenen son, ufukta göründü. Kaçınılmaz görünen hesaplaşma nihayet kapıya dayandı. Amerikan hamburgeri, sonunda diz çöktürdüğü köfteden bayrağını kapıp Antep Kalesi önünde o korkunç kuşatmasına başladı. Büyük kentleri birer ikişer teslim aldıktan sonra, son hesaplaşma için en iyi arenayı; yani kebabıyla ünlü, anlı şanlı bir kenti seçti. Burger ordularıyla Gazi unvanlı kentin yüzyıldır burcu burcu kebap dumanlarıyla islenen surları önüne geldi. Ve Antepli kebapçılardan kentin anahtarını istedi. Böylece McDonald’s, geçen hafta GAP bölgesindeki ilk mağazasını Gaziantep’te açtı.
Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Kişileştirme yoluyla somutlaştırma yapılmıştır.
B) Öyküleyici anlatım vardır.
C) Sözcüklerin mecaz anlamlarından yararlanılmıştır.
D) İkileme ve deyimlere yer verilmiştir.
E) Tanık göstermeye başvurulmuştur.

 

13. Nasıl olur da şair, duyurduğu hissi kendisi duymaz? Ağlamadan ağlatır? Gülmeden güldürür? Hiç kimse Musset’nin gözyaşı dolu “Gecelerini bir damla gözyaşı dökmeden yazdığına, Baudelaire’in “Elem Çiçekleri” en keyifli zamanlarda yazdığına, Moliere’in kahkaha dolu komedilerini hiç gülmediği günlerde yazdığına, Rimbaud’nun “Sarhoş Gemi”sini bir defacık sarhoş olmadan yazdığına kolayca inanmaz. Ama gerçek, budur.
Bu metin parçasıyla ilgili aşağıdaki yargılardan hangisi doğru değildir?
A) Örneklemeden yararlanılmıştır.
B) Tartışmacı anlatım kullanılmıştır.
C) Dil ağırlıklı olarak göndergesel işlevde kullanılmıştır.
D) Tanık göstermeden yararlanılmıştır.
E) “Sanatçı, yaşadığını yazar.” düşüncesine karşı çıkılmıştır.

 

14. Ümitleri, özlemleri, beklentileri olmayan bir insanın yaratma gücü de yoktur. Bir gök bilimci düşünün. Bir gezegenin en geç bir yıl sonra yörüngesinden
çıkacağını, Dünya’ya çarpıp her şeyi yok edeceğini söylüyor. Bu iddiasını da bilimsel olarak kanıtlıyor,herkesi kendisine inandırıyor. Ne olur insanların
hâli; hangi insan yaşama dört elle sarılır, hangi insan bir şey yaratmak ve üretmek için çalışır?
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerin hangisine başvurulmuştur?
A) Örnekleme          B) Tanımlama          C) Tanık gösterme          D) Karşılaştırma          E) İlişki kurma

 

15. (I) Kimi eleştirmenler Dostoyeski’nin Suç ve Ceza’sı ile Karamazof Kardeşlerini polisiye roman olarak adlandırır. (II) Kimilerine aykırı gelse de suç ile edebiyat arasında tuhaf bir benzerlik var. (III) Benzer değerlendirmeler Sophokles’in Kral Oidipus’u ve Shakespeare’in Hamlet’i için de yapılmıştır. (IV) Hamlet’in başına geldi mi bilinmez ama önemli tiyatro okullarında öğrencilerin Oidipus’u dedektif giysileri içinde sergiledikleri bile olmuştur. (V) Gerçekten de bu yapıtların ekseninde suç, dahası cinayet yer alır.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır?
A) I.          B) II.          C) III.          D) IV.          E) V.

 

16. Türkiye’yi dolaştıkça, insanlardan mektuplar alıp itiraflar dinledikçe, bana öyle geliyor ki “potansiyel şairler ve yazarlar memleketi” burası. Ne kadar çok
“edebiyatçılığa, yazarlık ve şairliğe ilgi duyan” insan var bu ülkede? Benim anlayamadığım, nasıl oluyor da edebiyatçılığa bu kadar ilgi duyanın olduğu bir ülkede kitap daha çok okunmuyor? Öyle görünüyor ki insanımızın edebiyata karşı bu eğilimi—
Düşüncenin akışına göre bu parçanın sonuna aşağıdakilerden hangisi getirilemez?
A) edebiyatçılığın zengin bir kültüre dayanması gerektiğinin bilincinde olmamasından kaynaklanıyor.
B) edebiyatçılığa giden yolun okumaktan geçtiğini bilmediğimizi gösteriyor.
C) yazı yazmayı okuma sürecinin bir sonucu olarak görmemesinin bir sonucu.
D) okuma faslını tamamen atlayıp bir an evvel yazarlığa terfi etme arzusundan ibaret.
E) yazarlığı da doktorluk, mühendislik gibi geçerli bir meslek olarak gördüğümüzün bir göstergesi.

 

17. (I) Yaşamın dörtte üçü mutluluğu hazırlamakla geçiyor. (II) Ama sanılmasın ki geriye kalan dörtte birinde de mutlu olunuyor. (III) Bu hazırlığa öylesine
alışmıştır ki kişi, kendisi için yaptığı hazırlık tükenince başkası için hazırlık yapmaya başlar. (IV) Böylece mutluluk ölümden sonraya kalır.(V) Oysa gerçek mutluluğun hiç hazırlık gerektirmediğini anlamak, mutluluğa kapı açmaktır.
Bu parçanın ana düşüncesi numaralanmış cümlelerin hangisinde verilmiştir?
A) I.          B) II.          C) III.          D) IV.          E) V.

 

18. Anlaşılan o ki, gündelik hayatın temposu, sadece bir para kazanma zorunluluğu, çalışma azmi, iş hırsı filan değil, aynı zamanda bizi, çözüme kavuşturmakta zorlandığımız sorunlardan saklayan bir sığınak… Telefonlara baktıkça, dosyalara gömüldükçe,eve bitap halde döndükçe erteliyor, yok sayıyor, geçiştiriyoruz asli dertlerimizi… Çalıştıkça unutuyoruz.
Bu parçada anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Çalışma hayatı, kişiyi birçok sorundan kurtarır.
B) Kişinin belli bir çalışma düzeninin olması, ruh sağlığının da iyi olduğunu göstermez.
C) İnsan, gündelik telaşları bahane ederek kendisiyle yüzleşmekten kaçmaktadır.
D) Zenginlik ya da kariyer tutkusu, kişiye yaşamın güzelliklerini unutturmaktadır.
E) İnsan, işsiz kalmama uğruna iş hayatının ezici temposuna katlanmaktadır.

 

19. İnsan niçin anılarını yazmak ister ve niçin, bunu belli bir yaşa geldiğinde yapmalıdır? Bana sorarsanız, anıları yazmaya durmak, düpedüz bencilliktendir, yaşadıklarını bir kez daha yaşamak isteği, bencilce bir istek değilse nedir? Aynı nehirde iki kez yıkanılmayacağı, Herakleitos’tan beri yinelenip durur
ama anılar olanak verir buna, anılarla ikinci kez girersiniz “yaşam” adlı o nehre.
Bu paragrafın ana düşüncesi aşağıdakilerden hangisidir?
A) İnsan, yaşlılık yıllarında anılarını yazmayı kendisi için bir görev bilir.
B) Aynı nehirde iki kez yıkanılamayacağı gibi, geçmişi de yeniden yaşamak imkansızdır.
C) İnsanın anılarını yazmak istemesinin nedeni, bencilce bir duyguya kapılıp geçmişi yeniden yaşamak istemesidir.
D) Anı yazmak ve bunu belli bir yaşta gerçekleştirmek, insanın geçmişiyle hesaplaşmak istemesinin bir sonucudur.
E) İnsanın, geçmişinden kurtulmasının biricik yolu,anılarını yazmasıdır.

 

20.Orhan Veli alışılagelmiş geleneksel değerlere ve yapılanmalara karşı çıkarken gelenekten büsbütün uzaklaşmaz. Türk halkının yüzyıllardır koruduğu ve geliştirdiği mizah mantığını çarpıcı bir güzellikte şiire sokar. Garip çıkışıyla şairaneliği reddetmesine rağmen lirizmden kaçamaz. Çünkü lirizm şiirin doğasında vardır. Onun şiiri de eninde sonunda duygusal bir temele dayanır.
Bu parçada Orhan Veli’yle ilgili olarak aşağıdakilerin hangisine değinilmemistir?
A) Geleneksel öğeleri şiirinden tamamen dışlamadığına
B) Şiirlerinde halkın güldürü anlayışını sürdürdüğüne
C) Şairaneliğe karşı çıkarken lirizmden uzaklaşmadığına
D) Şiirlerini duygu temeli üzerinde oluşturduğuna
E) Şiirlerinde doğa güzelliğini çarpıcı bir biçimde yansıttığına

 

21. Nedendir de kömür gözlüm nedendir.
Şu geceki benim uyuyamadığım
Çetin derler ayrılığın derdini
Ayrılık derdinedoyamadığım
Bu dizeler aşağıdaki şiir türlerinden hangisi örnek oluşturur?
A) Pastoral            B) Lirik           C) Epik          D) Didaktik           E) Satirik

 

22. El gibi dolaşma Anadolu’nda,
Arkadaş, yurdunu içinden tanı.
Dinle bir yosmayı pınar yolunda,
Dinle bir yaylada garip çobanı.
Bu dizelerle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Tema memleket sevgisidir.
B) 6+5 durak düzeniyle yazılmıştır.
C) Çapraz uyak düzeni vardır.
D) Zengin kafiyeler kullanılmıştır.
E) Öz şiir anlayışına bağlıdır.

 

23. Kardır yağan üstümüze geceden,
Yağmurlu, karanlık bir düşünceden,
Ormanın uğultusuyla birlikte
Ve dörtnala dümdüz bir mavilikte
Kar yağıyor üstümüze, inceden.
Bu dizelerle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Bireysel bir duyarlılığı ifade etme
B) Ahenge önem verme
C) Didaktik tutumdan uzak durma
D) Anlatımda imge ve çağrışıma dayanma
E) Serbest nazımdan yararlanma

 

24. Salkım söğütler yıkıyordu suda saçlarını
Bu dizedeki söz sanatının örneği, aşağıdakilerden hangisinde yoktur?
A) Haydi Abbas, vakit tamam Akşam
diyordun, işte oldu akşam

B) Kara bir ata binmiş bulut
Dörtnal inerken gökten

C) Hayranım bu şehrin bacalarına
Bir türkü söylüyorlar öyle sessiz

D) Kuşlar haber verdi bana kuşlar
Gelecekte bir şeyler olacak.

E) Odama giren sabah güneşi
Günaydın diyor

25. Yaratılış Destanı, Saka Türklerine;(I) Oğuz Kağan. Hun Türklerine;(II) Bozkurt ve Ergenekon. Göktürklere;(III) Türeyiş ve Göç, Uygurlara;(IV) Manas Destanı ise Kırgız Türklerine (V) aittir.
Yukarıdaki numaralanmış yerlerin hangisinde bilgi yanlışı vardır?
A) I.          B) II.          C) III.          D) IV.          E) V.

 

26. Aşağıdakilerden hangisi Kutadgu Bilig adlı eserin özelliklerinden biri değildir?
A) Türk edebiyatında aruz ölçüsünün kullanıldığı ilk eserdir.
B) İdeal devlet yönetimi hakkında öğütler veren bir siyasetnamedir.
C) Mesnevi biçiminde yazılmıştır.
D) Mutluluk, akıl, devlet, kanaat gibi kavramlar alegorik (simgesel) olarak anlatılmıştır.
E) Türklerin İslamlık öncesi Şamanist kültürünün etkilerini somut biçimde yansıtır.

 

27. Bre deli kavat övünüyordun: Al kanatlı Azrail benim elime geçse, öldüreydim, güzel yiğidin canını onun elinden kurtaraydım diyordun, şimdi bre deli, geldim ki senin canını alayım, verir misin yoksa benimle cenk eder misin, dedi. Deli Dumrul der: Bre, al kanatlı Azrail sen misin, dedi. Evet benim, dedi. Bu güzel yiğitlerin canını sen mi alıyorsun, dedi. Evet ben alıyorum, dedi. Bre Azrail, ben seni geniş yerde istiyordum, dar yerde iyi elime girdin değil mi, dedi. Ben seni öldüreyim, güzel yiğidin canını kurtarayım; dedi. Kara kılıcını sıyırdı, eline aldı. Azrail’e çalmaya hamle kıldı. Azrail bir güvercin oldu, pencereden uçtu gitti.
Bu metinle ilgili aşağıdaki yargılardan hangisi yanlıştır?
A) Dede Korkut Hikâyeleri‘nden alınmıştır.
B) Cümleler uzun, anlatım süslü ve kapalıdır.
C) Türklerin İslamiyeti yeni kabul ettiği dönemdeki yaşantıları konu edilmiştir.
D) Öyküleyici anlatımdan ve söyleşmeye bağlı anlatımdan yararlanılmıştır.
E) Olağanüstü öğelere yer verilmiştir.

 

28. Âşık edebiyatına özgü (I) bir nazım biçimi olan koşma,saz eşliğinde (II) ve aruzun istenilen her kalıbıyla (III) söylenir. Dörtlük sayısı genellikle 5-6’dır(IV)  Âşığın mahlası (tapşırması) son dörtlükte (V) geçer.
Yukarıdaki altı çizili belirlemelerin hangisinde bilgi yanlışı vardır?
A) I.          B) II.           C) III.         D) IV.          E) V.

 

29. Gurbet elde bir hâl geldi başıma
Ağlama gözlerim Mevlâm kerimdir
Derman ararken derde dûş oldum
Ağlama gözlerim Mevlâm kerimdir

Hüma kuşu yere düştü ölmedi
Dünya Sultan Süleyman’a kalmadı
Dedim yâre gidem, nasip olmadı
Ağlama gözlerim Mevlâm kerimdir
Verilen dizelerle ilgili olarak aşağıdaki açıklamalardan hangisi yanlıştır?
A) Nazım biçimi türküdür.
B) Uyak düzeni aBcB / dddB biçimindedir.
C) Yarım uyak ve rediflerden yararlanılmıştır.
D) Bütün dizeleri 6+5 duraklı hece kalıbıyla söylenmiştir.
E) Ayrılık teması işlenmiştir.

 

30. HACİVAT —A birader, ben buraya gelir gelmez bir vaveyladır koptu.
KARAGÖZ— Nerden koptu?
HACİVAT —Ne?
KARAGÖZ—O mor leylak.
HACİVAT — A külhânî, ben sana şimdi mor leylak sordum mu? (Tokat…)
KARAGÖZ—Ya ben de sana taze açmış zambak sordum mu? (Tokat…)
HACİVAT — A birader, hep lafların setrepeki.
KARAGÖZ— On paralık da bana al.
HACİVAT —Neden?
KARAGÖZ— O sert tömbekiden.
HACİVAT — A birader, ben senden sert tömbeki sordum mu? (Tokat…)
KARAGÖZ—Ya ben senden taze Bafra tütünü istedim mi? (Tokat…)
Bu metinden Karagöz oyunuyla ilgili aşağıdaki özelliklerden hangisi çıkarılamaz?
A) Oyunun muhavere bölümünde Karagöz ile Hacivat’ın atışması yer alır.
B) Karagöz’ün Hacivat’ı yanlış anlaması oyundaki güldürü ögelerindendir.
C) Hacivat’ın aydın kesimi temsil ettiği, kullandığı kelimelerden belli olmaktadır.
D) Karagöz, Hacivat’a göre kaba saba, bilgisi kıt biridir.
E) Osmanlı dönemindeki şehir hayatına ait sosyal öğeler, oyunda birçok ayrıntısıyla görülür.

 

31. Bugün ben pîrime vardum
Pîrin cemâli güldür gül.
Oturmuş taht makamına
Taht-ı revanı güldür gül.
Bu dizelerin aşağıdaki şiir geleneklerinden hangisine bağlı olduğu söylenebilir?
A) Divan şiiri
B) Dinî-tasavvufi halk şiiri
C) Anonim halk şiiri
D) Âşık edebiyatı
E) Tanzimat Dönemi şiiri

 

32. Ahmedî Sivas’tandır. Murat Han Gazi devrinde boy beyi olan Mîr Süleyman Şah’ın maiyetindeki şairlerden ve o dönemin bilgili kişilerindendi. İskendema-
me’yi adı geçen adına söylemişti. Bu eserde batini ilimler ile geometri, astronomi, yıldızlar ilmi ve hikmetten çok mana ve marifeti bir araya getirip kullanmıştır. Ama şiirinde pek o kadar zarafet, söz ve ifadelerinde hemen hiç güzellik yoktur. (…) Ahmedî’nin Mîr Süleyman adına mürettep divanı, çok sayıda kaside,
terci ve gazeli vardır.
Bu metinle ilgili aşağıdaki yargılardan hangisi yanlıştır?
A) Tezkire türündeki bir eserden alınmıştır.
B) Öznel değerlendirmeler yapılmıştır.
C) Sözü edilen şairin hayat hikâyesi anlatılmıştır.
D) Sözü edilen şairin eseri hakkında bilgi verilmiştir.
E) Sözü edilen şairin yaşadığı dönem belirtilmiştir.

 

33. I. Sanatlı nesirle yazılan bu mektupta şair, kendisine yapılan haksızlıkları dile getirirken toplumsal bir eleştiri örneği de vermiştir.
II. Yazarın, 18. yüzyılda elçi olarak gittiği Fransa’daki izlenimlerini anlatır.
III. 15. yüzyılda sade nesrin ilk örneklerinden olan bu çeviri eser, bir babanın, oğluna verdiği öğütlerden oluşmuştur.
IV. 14. yüzyılda yazılan bu eser, tasavvuftaki vahdet-i vücut inancını alegorik bir anlatımla masallaştırır.
Aşağıdakilerden hangisi, numaralanmış cümlelerde hakkında bilgi verilen eserlerden biri değildir?
A) Kabusname          B) Sefaretname          C) Mantıku’t-Tayr         D) Şikâyetname           E) Garipname

 

34. Türk şairleri İran edebiyatından aldıkları mesnevi nazım biçimini daha da geliştirerek bu alanda başarılı ürünler vermişlerdir. 14. yüzyılda Ahmedî. (I)
15. yüzyılda Şeyhi ve Ali Şir Nevai (II), 16. yüzyılda  Fuzuli (III) , 17. yüzyılda Nabi(IV) , 18. yüzyılda Nedim(V) , bu başarılı ürünlere imza atan şairlerdendir.
Yukarıdaki altı çizili yerlerden hangisinde bilgi yanlışı vardır?
A) I.          B) II.          C) III.          D) IV.          E) V.

 

35. Usanmaz kendini insan bilenler halka hizmetten
Mürüvvet-mend olan mazluma el çekmez ianetten
(Kendini insan bilenler halka hizmet etmekten usanmaz.
Mürüvvetli olan, mazluma yardım etmekten el çekmez.)
Vücudun kim hamir-i mâyesi hâk-i vatandandır
Ne gam rah-ı vatanda hak olursa cevr ü mihnetten
(Maya hamuru vatan toprağından olan bu vücut, vatan
yolunda eziyet ve sıkıntıdan toprak olursa ne gam!)
Ne efsunkâr imişsin ah ey didâr-ı hürriyet
Esîr-i aşkın olduk gerçi kurtulduk esaretten
(Ey hürriyetin güzel yüzü, sen ne büyüleyici imişsin.
Esaretten kurtulduk derken senin aşkının esiri olduk.)
“Hürriyet Kasidesi” adlı şiirden alınan bu dizelerle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Klasisizm akımı etkisine bağlı öğelere yer verilmiştir.
B) Biçim yönünden divan şiiri geleneğine bağlıdır.
C) İçerik özellikleri Tanzimat Dönemi zihniyetini yansıtmaktadır.
D) Son beyitte istiare ve tezat sanatlarından yararlanılmıştır.
E) İlk beyitte halk, ikincide vatan, üçüncüde hürriyet kavramları ele alınmıştır.

 

36. Tanzimat Edebiyatı (I) , 1860’ta (II)  Şinasi‘nin Agâh Efendi (III)  ile birlikte Tercüman-ı Hakikat (IV)  gazetesini çıkarmasıyla başlamış, 1896′ya(V) değin sürmüştür.
Yukarıdaki parçada numaralı yerlerin hangisinde bilgi yanlışı yapılmıştır?
A) I.          B) II.          C) III.          D) IV.         E) V.

 

37. Şiirleriyle romantik olan sanatçının yazdığı bu tek romanda ulaştığı realizm dikkat çekicidir. Yazar, Bihruz Bey’de bir alafranga züppe tipini canlandırırken onu yalnız giyim kuşamıyla değil, duygu ve düşünceleriyle de betimlemeye çalışmıştır. Roman esas olarak, Osmanlı Türk toplumunun, Batılılaşma sürecindeki kültür çarpıklığını eleştirmek için yazılmıştır.
Bu parçada sözü edilen eser ve bu eserin yazarı aşağıdakilerin hangisinde verilmiştir?
A) Felâtun Bey’le Rakım Efendi: Ahmet Mithat Efendi
B) Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat: Şemsettin Sami
C) İntibah: Namık Kemal
D) Araba Sevdası: Recaizade Mahmut Ekrem
E) Zehra: Nabizade Nazım

 

38. —1868 yılında Londra’da Hürriyet gazetesinde yayımlanan — adlı makalesinde Türk edebiyatını modernleştirmenin ve millîleştirmenin en üst derecesine birdenbire sıçrayarak divan edebiyatını Türk edebiyatı olarak kabul etmez ve gerçek Türk edebiyatının halk edebiyatı olduğunu söyler.
Bu parçada boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
A) Namık Kemal – Tahrib-i Hârâbat
B) Ziya Paşa – Şiir ve İnşa
C) Hüseyin Cahit – Edebiyat ve Hukuk
D) Şinasi – Mukaddime
E) Ahmet Mithat Efendi – Dekadanlar

 

39. Fakat gece oluyordu. Nesrin elinde mumla sofanın büyük avizesini yakıyordu. Demek Behlül gelmeyecekti, demek bu gece izdivacının son gecesiydi. Eniştesiyle Peyker gittikten sonra kocasıyla beraber odalarına çekilirken o kendi odasında kalacak ve orada hepsini, hepsini itiraf edecekti. Bunu düşündükten sonra birden orada Nihat Bey’in tuhaf hikâyesini dinlerken gülen kocasına baktı, onun bu boyun eğen neşesinin yanında duramadı, içinden:
— Biçare adam, bu gece kendisini bekleyen şeyden ne kadar uzak, diyordu.
Bu metinle ilgili aşağıdaki yargılardan hangisi yanlıştır?
A) Yazarı Halit Ziya Uşaklıgil’dir.
B) Servetifünun Dönemi’ne aittir.
C) Anlatıcı gerçek bir kişi olup yazarın kendisidir.
D) İlahî bakış açısıyla yazılmıştır.
E) Öyküleyici anlatımdan yararlanılmıştır.

 

40. Aşağıdakilerden hangisinde Servetifünun sanatçılarıyla ilgili olarak bilgi yanlışı yapılmıştır?
A) Şiirde parça güzelliği yerine bütün güzelliği ilkesini benimsemişlerdir.
B) Kulak için kafiye anlayışına bağlı kalmışlardır.
C) Divan edebiyatı nazım biçimlerini, içeriklerini değiştirerek kullanmışlardır.
D) Toplumsal ve siyasal konulardan özellikle kaçınmışlar, bireyin yaşantısına yönelmişlerdir.
E) Tanzimat Dönemi romanlarındaki acemilikleri tekrarlamayarak büyük bir başarı göstermişlerdir.

 

41. Aşağıdakilerin hangisindeki bilgi ayraç içinde belirtilen sanatçıyla ilgili değildir?
A) Anlamın bir beyitte tamamlanması geleneğine son vermiş; dizenin herhangi bir yerinde başlayan şiir cümlesini, belirsiz sayıda dizeye dağıtmış, sonraki dizelerden birinin herhangi bir yerinde bitirmiştir. (Tevfik Fikret)
B) “Hayat-ı Muhayyel” adlı hikâye kitabında aynı adı taşıyan hikâyesi, Servetifünuncuların hürriyetsizlikten bunaldıkları sıralarda Yeni Zelanda’ya göç etme hayallerini anlatır. (Ahmet Hikmet Müftüoğlu)
C) Kullandığı istiarelerle şiirimize yeni imgeler getirmiş ancak “yasemin kokulu zamanlar” gibi alışılmadık bağdaştırmalarıyla yadırganmış; özellikle Servetifünun karşıtlarının tepkisine neden olmuştur. (Cenap Sahabettin)
D) Halit Ziya’nın başlattığı mensur şiir (düz yazıyla şiir) modasını Siyah İnciler adlı eseriyle sürdürmüştür. (Mehmet Rauf)
E) Anı edebiyatımızın en güzel örneklerinden biri olan “Kırk Yıl” sadece kendisinin yetişme tarzı ve edebiyat hayatının değil, Abdülhamit devri sanat ve edebiyat hayatının da bir hikâyesi sayılabilir. (Halit Ziya Uşaklıgil)

 

42. 1909 (I) yılında Servetifünun’un bıraktığı boşluğu  doldurmak amacıyla Fecriati topluluğu (II) ortaya  çıktı. Bunlar, Servetifünun sanatçılarını eleştirerek (III) geleceği kendilerinin temsil edeceğini savunuyorlardı. “Sanat şahsi ve muhteremdir“(IV)  diyen bu sanatçılar dilde sadeleşme hareketinin öncüsü oldular. (V)
Bu parçada numaralanmış bölümlerin hangisinde bir yanlışlık yapılmıştır?
A) I.          B) II.          C) III.          D) IV.          E) V.

 

43. Edebiyat tarihimizin önemli dergilerinden sayılan Servet-i Fünun dergisi, Edebiyat-ı Cedidecilerin:(I) Genç Kalemler dergisi, Millî Edebiyat sanatçılarının:(II) Yedi Meşale dergisi Yedi Mesaleciler topluluğunun:(III) Varlık dergisi Beş Hececiler olarak bilinen sairlerin:(IV) Yaprak dergisi de Birinci Yeni sairlerinin;(V) yayın organı olmuştur.
Yukarıdaki numaralanmış sözlerin hangisinde bilgi yanlışı vardır?
A) I.          B) II.          C) III.          D) IV.          E) V.

 

44. Memleket edebiyatı (I) çığırının önemli adlarından biri  olan Refik Halit Karay (II) , öykücülüğümüzün (III) sınırlarını  geliştirmiş, o zamana dek hiçbir kalemin deşelemediği Anadolu insanının sorunlarını ve dünyasını anlatmıştır. Kitabına seçtiği Memleket Hikâyeleri (IV) adı  bile onun bu romantizme (V) bağlı tavrını sergiler.
Bu parçada altı çizili sözlerin hangisinde bir bilgi yanlışı vardır?
A) I.          B) II.          C) III.          D) IV.          E) V.

 

45. Ne var şu kahvede bilmem ki sığmıyorsun eve? Gelin de bir bakalım… Buyrun işte bir kahve: Çamurlu bir kapı, üstünde bir değirmi delik; Önünde tahta mı, toprak mı? Sorma, pis bir eşik. Şu gördüğüm yer için her ne söylesem caiz; Ahırla farkı: O yemliklidir, bu yemliksiz!
………………………………..
— Cihar ü yek mi o taş?
— Hiç sıkılma öldü dü-şeş!
— Elimde yok mu diyor? Çek babam!
— Aman şeş-beş!
— Hemen de buldu be? Gelsin hesaplayıp durma!
— Bi parti yendi ya akşam, dikiz gelin kuruma!
(MAHALLE KAHVESİ)
Bu dizelerle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Manzum hikaye türündeki metinden alınmıştır.
B) Yazarı Mehmet Akif Ersoy’dur.
C) Betimleyici anlatımdan ve söyleşmeye bağlı anlatımdan yararlanılmıştır.
D) Hece ölçüsüyle yazılmıştır.
E) Halkın günlük yaşayışından bir kesit sunulmak istenmiştir.

 

46. Aşağıdakilerden hangisi Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın bir özelliği değildir?
A) Arapça ve Farsça sözcüklere düşkünlük göstererek kapalı bir anlatımı yeğlemesi
B) El atmadık konu, denemedik biçim bırakmayan yenilikçi bir şair olarak tanınması
C) Heceyle yazdığı ilk kitabı Havaya Çizilen Dünya’dan sonra serbest ölçüyü kullanması
D) Yüzü aşkın şiir kitabıyla en üretken şairlerimizden biri olması
E) Yapma destan türünün örneği sayılan çok sayıda şiiri olması

 

47. —‘nın Kurtuluş Savaşı’nı konu alan eseridir. Padişaha bağlılığı güçlendirmek için Akşehir’e gönderilen İstanbullu Hoca, Kuvayı Milliyecilerin kendisini öldürmek istemesi üzerine çetecilere karışır ve Küçük Ağa adıyla nam salar. Çolak Salih’le tanıştıktan sonra padişah yanlısı tutumunu bırakarak Kuvayı Milliye hareketini destekler.
Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
A) Peyami Safa
B) Yahya Kemal Beyatlı
C) Necati Cumalı
D) Tarık Buğra
E) Fazıl Hüsnü Dağlarca

 

48.  Son dönem Türk düşünce hayatının en önemli isimlerindendir. Tarihten sosyolojiye, felsefeden edebiyata geniş bir alanı kucaklayan deneme ve incelemelerinde Batı ve Doğu kültürünü çok iyi özümsemiş bir aydın olarak özgün düşünceleriyle dikkat çekmiş; özellikle Tanzimat sonrası Türk aydınının yaşadığı Doğu-Batı ikilemine ilişkin yorum ve eleştirileriyle okuyucularını yeni ufuklara taşımıştır. Başlıcaları Bu Ülke, Mağaradakiler, Ümrandan Uygarlığa, Bir Dünyanın Eşiğinde, Kültürden İrfana, Kırk Ambar adlarını taşıyan eserlerini etkileyici bir üslupla yazmış, düşünce yüklü cümlelerine şiir tadı katmayı başararak mensur şiir tarzının güçlü örneklerini vermiştir.
Bu parçada sözü edilen yazar, aşağıdakilerden hangisidir?
A) Cemil Meriç
B) Salâh Birsel
C) Mehmet Kaplan
D) Melih Cevdet Anday
E) Sabahattin Eyüboğlu

 

49. kardeşlerim
sıska öküzün yanına koşulup şiirlerimiz
toprağı sürebilmeli
pirinç tarlalarında bataklığa girebilmeli
dizlerine kadar
bütün soruları sorabilmeli
bütün ışıkları derebilmeli
yol başlarında durabilmen
kilometre taşları gibi şiirlerimiz
yaklaşan düşmanı herkesten önce görebilmeli
cengelde tamtamlara vurabilmen
ve yeryüzünde tek esir yurt tek esir insan
gökyüzünde atomlu tek bulut kalmaymcaya kadar
malı mülkü aklı fikri canı neyi varsa verebilmen
büyük hürriyete şiirlerimiz
Bu dizeler, toplumcu şiir geleneğine ilişkin aşağıda verilen özelliklerden hangisine örnek oluşturmaz?
A) Söylev üslubundan yararlanma
B) Serbest nazmı kullanma
C) Emek, barış, özgürlük gibi kavramları işleme
D) Dilin kalabalıkları harekete geçirme gücünden yararlanma
E) Fütürizm akımına özgü temalara yer verme

 

50. Bu yağmur kanımı boğan bir iplik,
Tenimde acısız yatan bir bıçak,
Bu yağmur, yerde taş ve bende kemik,
Dayandıkça çisil çisil yağacak.
İçerik ve biçim özellikleri göz önünde bulundurulduğunda, bu şiirin aşağıdaki şairlerden hangisi tarafından yazıldığı söylenebilir?
A) Nâzım Hikmet
B) Orhan Veli Kanık
C) Necip Fazıl Kısakürek
D) Cemal Süreya
E) Âşık Veysel

 

 

51. Sahi siz mi geldiniz saksılarım ışıdı
Güzel ağzın belli çarşılardan geçmişsiniz
Bunlar Akad’da öyle defterler kitaplardı
Cumartesi işte ellerinizi değdiniz
Usumda ben sizinle ne güzel gökler tuttum
Büyüttüm kiliseler gibi yalnızlığımı
Baktım yazılarıma, kentlerime görüyorum
Siz getirdiniz bu şey padişah akşamını
Bu dizelerle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Kapalı bir anlatımın tercih edildiği
B) Folklorik öğelerin öne çıkarıldığı
C) Konuşma dilinin dışına çıkıldığı
D) Sözcüklerin çağrışım gücünden yararlanıldığı
E) Alışılmadık bağdaştırmalara yer verildiği

 

52. Şimdi kılıksızım, fakat
Borçlarımı ödedikten sonra
İhtimal bir kat da yeni esvabım olacak
Ve ihtimal sen
Yine beni sevmeyeceksin.
Bununla beraber pazar akşamları
Sizin mahalleden geçerken,
Süslenmiş olarak,
Zannediyor musun ki ben de sana
Şimdiki kadar kıymet vereceğim?
Bu dizeler, Birinci Yeni şiirine ilişkin aşağıda verilen özelliklerden hangisine örnek oluşturmaz?
A) Serbest ölçüyü kullanma
B) Sıradan insanın günlük yaşamını konu edinme
C) Mizahtan yararlanma
D) Şairaneliğe karşı olma
E) Konuşma diline dayanma

 

53. Bizde bir Doğululuk, Batılılardan bir başkalık var. Bir üstünlük mü? Yoksa bir eksiklik mi? Durmuyorum bunun üzerinde. Yalnız biliyorum ki bu yüzden, bu Doğululuk, başkalık yüzünden Batılı olamıyoruz, Batılıları anlayamıyoruz. Onlar bizi anlıyor mu? Yeri yok bunu sormanın! Onlar Doğulu olmaya, Doğulular gibi duyup düşünmeye özenmiyor ki. Biz ise Batılı olmak istiyoruz, öyleyse başkalığımızı bir eksiklik sayacağız.
(DİYELİM – SÖZ ARASINDA)
Bu metinle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Deneme türündeki bir metinden alıntıdır.
B) Açıklayıcı anlatımdan yararlanılmıştır.
C) Ana düşünce, Doğulu olmamızın getirdiği başkalık yüzünden Batılı olamadığımız düşüncesidir.
D) Dil, göndergesel işlevinde kullanılmıştır.
E) Metnin alındığı eser, Suut Kemal Yetkin’e aittir.

 

54. YOLCU — Anadolu’nun görünmeyen bir tarafı mı var?
FERHAT BEY — (Sesi birdenbire en üst perdeye fırlar.) Ruhu var! Ruh görünmez!
YOLCU — Biz bu ruhu tanıyor muyuz?
FERHAT BEY— Biz bu ruhu tanımıyoruz. Çünkü bu ruh, dal budak salmış bir ağaç gibi göz önünde fışkırmış hakikatlerden değildir. En derin ve en gizli hakikatlerdendir. Hakikat kesifleştikçe küçülür ve küçüldükçe gizlenir. Bir tohum gibi.
YOLCU — Bir tohum gibi mi?
FERHAT BEY— Madde açık, ruh gizlidir. Bütün hakikatler ruhundur.
YOLCU — Tohum, tohum!..
FERHAT BEY — Ruh, tohumların tohumudur.
(TOHUM)
Bu metinle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Söyleşmeye bağlı anlatımla yazılmıştır.
B) Yazarı Necip Fazıl Kısakürek’tir.
C) Parçanın alındığı eser, Cumhuriyet Dönemi tiyatro ürünlerindendir.
D) Dil, alıcıyı harekete geçirme işlevinde kullanılmıştır.
E) Mistik öğelerden yararlanılmıştır.

 

55. Aşağıdakilerin hangisinde bir bilgi yanlışı vardır?
A) Eserlerinde tarihsel içeriği masalımsı bir üslupla sunan İhsan Oktay Anar, Yedinci Gün”de “çizgilerin kürelere, zamanın sonsuzluğa, sonsuzlukların da hayallere dönüştüğü bir hikâye” anlatır.
B) İlk romanı Sis ve Gece ile polisiye edebiyatına adını yazdıran Ahmet Ümit, bu türdeki birçok romanından sonra, Sultanı Öldürmek adlı eseriyle polisiye türünün beğenilen bir örneğini daha verir.
C) Öykü ve romanlarında kadın ve erkek dünyasının bilinmeyen tüm karanlık köşelerine uzanan İnci Aral, Yeni Yalan Zamanlar’da postmodern roman tekniklerini kullanır.
D) Bıyık Söylencesi, Yalan, Sonuncu gibi romanlarıyla tanınan Tahsin Yücel, romandan başka öykü, deneme, eleştiri, çeviri türlerinde de eserler vermiştir.
E) Her Gece Bodrum’dan itibaren ilk romanlarında bireyler arasındaki iletişimsizliği öne çıkaran Tarık Dursun K. son romanlarında yakın tarihte yaşamış bazı tanınmış kişilerin yaşamlarını ele alır.

 

56. Aşağıdakilerin hangisinde, belirtilen özellik birlikte verildiği akımla ilgili değildir?
A) Betimlemeye dayalı bir şiir anlayışı geliştirme (parnasizm)
B) Evrendeki varlıklar arasında gizli benzerlikler ve ilişkiler olduğunu öne sürme (dadaizm)
C) Eski Yunan ve Latin edebiyatlarını örnek alma (klasisizm)
D) İnsan gerçeğini iyi-kötü karşıtlığı içinde verme (romantizm)
E) Roman yazmayı laboratuvarda bir deney yapmaya benzetme (natüralizm)

çözüm-2

Etiketler:

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış.