Custom Search

Şemsettin Sami

19 Ocak 2013

1850’de bugünkü Yunanistan sınırları içinde kalan Yanya’da (İoannina) doğdu. 18 Haziran 1904’te İstanbul’da yaşamını yitirdi. İlk Türk romanı olan Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat ile ilk Türkçe sözlük Kamus-ı Türki’nin yazarı, önemli dil bilgini. Tımar sahibi Fraşerî ailesinden Halil Bey’in oğlu. Ortaöğrenimini Yanya’daki bir Rum lisesinde tamamladı. eski Yunanca, Fransızca ve İtalyanca öğrendi. Bir süre Yanya’da Mektubi Kalemi’nde çalıştı. 1871’da İstanbul’a geldi. Matbuat Kalemi’nde memur olarak göreve başladı. Memurluk yaparken bir yandan da Sirac ve Hadika gazetelerinde çalıştı. 1974’te Trablusgarp’a gitti. Vilayetgazetesini yönetti. Ardından İstanbul’a döndü. 1876’da yayınlanmaya başlanan Sabah gazetesinin başyazarı oldu. Tercüman-ı Şark gazetesinde de çalıştı. Bu gazetenin kapanmasından sonra Aile (1880) ve Hafta (1981-1982) dergilerinde yazılar yazdı. 1893’te sarayda kurulan Teftiş’i Askeri Komisyonu’nun başkatipliğine getirildi. 1896’dan sonra 2. Abdülhamid tarafından Erenköy’deki evinde ikamete mahkum edildi. Yaşamının son yıllarını araştırarak, yazarak geçirdi. Tüm yaşamını Türkçe’ye adadı. Dilin sorunlarını inceledi, Türkçe’nin yabancı sözcük ve kurallardan arındırılmasına çalıştı. En önemli çalışmalarını dil konusunda yaptı. Türkçe’ye Osmanlıca denilmesine karşı çıktı. Ona göre Türkçe konuşan kavmin adı Türk’tür. Arapça ve Farsça sözcükler yüzyıllarca kullanılmalarına rağmen Türkçe’yle kaynaşmamış, yabancı kalmışlardır. Doğu Türkçesi, söyleyiş kabalığına karşın sözcük dağarcığı bakımından Batı Türkçesi’nden zengindir. Bu nedenle Batı Türkçesi’ne tercih edilmelidir. Türkçe’yi zengileştirmenin yolu yabancı sözcükler yerine Doğu Türkçesi’ndeki sözcüklerin kullanımının artırılmasıdır. Şemseddin Sami, Osmanlıca’daki sözcüklerin yüzde 80’inin konuşma dilinde kullanılmadığını,Tanzimat edebiyatının Osmanlı ve Osmanlıca etkisinden uzaklaşmaya çalışmasına rağmen, sözcük kaynağı konusunda sıkıntı çektiğini savunur. Türkçe konusunda çalışmalarının yanında tarihve coğrafya ile ilgili araştırmalar da yaptı.

Şemsettin SamiESERLERİ:

ROMAN:
Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat (1872)

OYUN:
Besa yahut Ahde Vefa (1875)
Gâve (1876)

DİL KİTAPLARI:
Kamus-ı Türki (2 cilt, 1899-1900, tıpkıbasımları 1978, 1989)
Kamus-ı Fransevi (1882-1905, Fransızca’dan Türkçe’ye sözlük)
Kamus-ı Fransevi (1885, Türkçe’den, Fransızca’ya sözlük)
Küçük Kamus-ı Fransevi (1886, Fransızca’dan Türkçe’ye sözlük)
Usul-i Tenkit ve Tertib (1886)
Nev’usul Sarf-ı Türki ((1891)
Kamus’ül Âlam (6 cilt, 1889-1898, tarih ve coğrafya ansiklopedisi)

Ayrıca “Cep Kitapları” adıyla çeşitli konularda küçük öğrenci kitapları yayınladı.

                                                                Yazarlar Sayfasına Dön

Etiketler:

Yorumlar

  1. Gülderen Süğer dedi ki:

    Şemsettin Sami’nin şu sözleri dikkati çeker:Erkeklere verilen eğitim yalnız kendi şahıslarında kalır, ölümleriyle yok olur. Kadınlara verilen eğitim ise çocuklarına ve gelecek nesillere de geçer. Erkekleri eğitmek gölge veren bir ağaç dikmektir,kadınlara verilen eğitim ise hem gölge veren hem de meyve veren ağaç dikmektir. Türkiye’nin bugünkü durumu da asırlardır kız çocuklarının eğitimsizliğinden kaynaklanmaktadır.