Custom Search

TYT Türkçe Deneme Çözümlü – 8

1 Haziran 2016

1. Tarih olmuş her şey tarih kitaplarında yer almaz. Bazı olaylar ya hiç anlatılmaz ya da bir buz dağının görünen kısmı kadar anlatılır. Buz dağının kalan kısmı, ancak kişisel hayatı konu alan metinlerde yani mektuplarda, güncelerde, anılarda yer bulur kendine.
Bu parçada geçen “buz dağının kalan kısmı” sözüyle anlatılmak istenen nedir?
A) Tarih kitaplarında anlatılan olayların gerçekten yaşanıp yaşanmadığını sorgulayan metinler
B) Tarih kitaplarında yüzeysel olarak anlatılan bazı olaylarla ilgili detaylı bilgiler
C) Tarih kitaplarında hakkında hiç bilgi verilmeyen kişileri konu alan metinler
D) Tarih kitaplarında anlatılan olayların gerçek dişiliğini ortaya koyan bilgi ve belgeler
E) Tarih kitaplarında anlatılanları bilimsel açıdan çürüten deliller

 

2. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde üslupla ilgili bir özelliğe değinilmemiştir?
A) Hikayelerindeki karakterler çok yönlü, renkli bir duygu dünyası olan kişilerdir.
B) Ayrıntıyı okura bırakan, teknik açıdan oldukça sağlam bir anlatımı vardır.
C) Sözcükleri seçip yan yana getirirken onlara kendi damgasını vuruyor.
D) Şiirlerinde coşkulu söyleyişi özellikle tercih eder, çağrışım oluşturmaya özen gösterir.
E) Yazarın yeni romanında yapaylıktan uzak, okuyucuyu sımsıkı saran bir dil karşılıyor bizi.

 

3. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde altı çizili sözcükler anlamca birbirine en yakındır?
A) Bir şey ucuz ya da bedava olmadıkça almaz onu.
B) Önce çok sinirlendi, sonra da buna üzüldü.
C) Ben iyiliğe özendiriyorum; o, kötülüğe kışkırtı
D) Güçsüz, beceriksiz bir adamı işe niye alayım?
E) Bu obur, açgözlü çocukları nasıl doyuracağız?

 

4. Önünde olanaklar ormanı varken elini baltasına süremeyen insanlarla sık sık karşılaşırız.
Aşağıdakilerden hangisinde bu cümlede sözü edilen kişiler nitelenmiştir?
A) Karşılaştıkları fırsatları değerlendirme gücüne sahip olmayanlar
B) Yeteneklerini gösterme fırsatı verilmeyenler
C) Yeni atılımlar karşısında kararsız davrananlar
D) İlgi alanları ile meslekleri örtüşmeyenler
E) Birden çok alanda başarılı olmak isteyip hiçbirini başaramayanlar

 

5. (I) Bilgi, bir kavrayış yoludur. (II) Fakat bu bilgi, evrensel değilse hiçbir problemi çözemez. (III) Şair, bu bilginin peşindedir. (IV) Günümüz şairleri, belki de bu yüzden şiirlerinde güncele ve akıp gidene yer vermemektedir. (V) Ancak evrensel nitelikleri eserlerinde yansıtan şairler kalıcı olmaktadır.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?
A) I. cümlede, tanım yapılmıştır.
B) II. cümlede, koşula bağlılık söz konusudur.
C) III. cümlede, neden-sonuç ilgisi bulunmaktadır.
D) IV. cümlede, olasılık söz konusudur.
E) V. cümlede, karşılaştırma vardır.

 

6. (I) Sinema eleştirmenleri, yaptıkları işin doğası gereği, gittikleri çeşitli festivallerde gördükleri iyi filmleri bizim de görmemizi istiyorlar. (II) Biz de onların bilgi ve deneyimlerine güvendiğimiz için festivallerde gösterilecek yüzlerce filmden hangisine gitmemiz gerektiği konusunda onlara uyuyoruz. (III) Çoğunlukla da gerçekten tadı damağımızda kalan, unutulmaz filmler izleyip kendilerine teşekkür ediyoruz. (IV) Ama ben bu festivalde izleyeceğim filmleri kendim seçeceğim.
(V) İyisiyle kötüsüyle bir macera yaşayacak, eleştirmenlerin bugüne kadarki tespitlerinde haklı olup olmadıklarını test edeceğim.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde alışılmışın dışında bir tutum takınılmasının nedenleri belirtilmiştir?
A) I.           B) II.          C) III.           D) IV.          E) V.

7. (I) Tanınmış kişilerin hayat hikayelerinden bahseden bir tür olan biyografi, insanlıkla yaşıttır. (II) Tarih, günümüzden önce yaşayanların karşılaştıkları olayları ve bu olayların kahramanlarını anlatır. (III) Olaylar kadar, o olaylarda etkili olmuş kişi ya da kişilerin hayat hikayeleri de önemlidir. (IV) Olayları  meydana getirenler insanlar olduğuna göre onların hayat hikayelerini tespit etmek gerekir. (V) Bu yüzden biyografi, insanın tarih sahnesinde yerini aldığı günden itibaren var olmuştur.
Yukarıdaki numaralanmış cümlelerin hangilerinde aynı düşünceler dile getirilmiştir?
A) I – II          B) II – III           C) I – IV          D) I – V           E) IV – V

 

8. (I) Gazetelerin kitap tanıtma eklerinde ve bazı şiir dergilerinde şiir kitapları üstüne yazılar yazıyorum.
(II) Kendimi eleştirmen saydığımdan değil, sevdiğim bazı şiir kitaplarına sevgimi göstermek ve yazılarımı okuyan beş-on kişinin de dikkatlerini bu kitaplara çekmek istediğimden yapıyorum bunu.
(III) Sevmeye çok yatkın olsanız bile, nihayet söz konusu edebileceğiniz kitapların sayısı da yazdığınız yerin sayfalarıyla sınırlıdır, pek çoğunu yazamadan yeni şiir kitapları çıkagelir.
(IV) İşte o zaman da alır beni bir düşünce: Acaba sevdiğim halde, üzerine yazamadığım diğer kitaplara haksızlık mı ediyorum?
(V) Sevdiğini söylemek iyidir ama ya sevdiklerinin sayısı hayli fazlaysa…
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde amaç söz konusudur?
A) I.          B) II.          C) III.          D) IV.          E) V.

 

9. (I) Bir şiiri yorumlamak, anlamayı kolaylaştırıyor belki ama şiirin tadını bozuyor. (II) Hani anlamı açık anlatı şiirleri vardır. (III) Ozanın aklından bile geçmeyen yorumlar getirenler çıkar onlara da. (IV) Kim demiş yorumun şiirin anlaşılmasında büyük rolü olduğunu? (V) Anlamına varayım derken şiir gidiyor elden.
Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisinde “karşı çıkma” anlamı vardır?
A) I.          B) II.          C) III.          D) IV.          E) V.

 

10. Bireysel acılarını yansıtmak için bir amaç olarak görmez şiiri. Daha çok, içinde yaşadığı toplumun acılarını, sevinçlerini yansıtmak ister. Bütün şiirlerinde okuru saran bir sıcaklık vardır.
Bu parçadaki altı çizili sözle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Ancak şiirsel birikimi olanların anlayabileceği anlamlar taşıma
B) Söz oyunlarından kaçınma
C) İçten bir söyleyişe sahip olma
D) Karmaşık bir anlatımdan kaçınma
E) Toplumsal gerçekleri anlatma

 

11. Hep şunu merak ederim () Nereye gider bu bilgisayarların cep telefonlarının posta kutularından silinen mesajlar, mektuplar, yazılar () Onca harf, cümle, satır nereye gider? Sanal alemin görünmez kablolarına tutunup bir ekrandan yüreklere ulaşan haykırışlar ( ) özlemle tuşlanmış, mesaj kutularında saklanmış aşklar; özel günlerde sevenlerinizin dileklerini yansıtan sözcükler; bankalardan, şuradan buradan gelen gereksiz bilgiler () Düşündünüz mü ne olur silinince?
Bu parçada ayraçlarla () gösterilen yerlere aşağıdakileri hangisinde verilen noktalama işaretleri sırasıyla getirilmelidir?
A) (:) (?) (;) (…)          B) (.) (,) (;) (…)          C) (?) (;) (,) (?)           D) (;) (?) (:) (.)          E) (…) (.) (…) (!)

 

12. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir yazım yanlışı yapılmıştır?
A) Babam beni affettiğini söyleyince çok sevinmiştim.
B) Hakettiğim konuma er geç ulaşacağımı biliyorum.
C) Hissettiğim her şeyi, gözlerimden anlamak mümkündür.
D) Onun işle ilgili önerisini reddettim.
E) Senin ödevlerine yardım edeceğimi söylemiştim.

 

s13
A) I.          B) II.          C) III.          D) IV.          E) V.

 

14. Aşağıdakilerden hangisinde virgül (,) gereksiz kullanılmıştır?
A) Sabah rüzgarı, söğüt dallarını tatlı tatlı sallıyor.
B) Kitaplarını, defterlerini burada unutmuşsun.
C) O filmi, dün akşam konuştuğumuzu, hemen görmeliyim.
D) Kibirle, gururun aynı şey olmadığını bilmiyor musun?
E) Siz beni beklemeyin, demişti Aslı.

 

15. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde altı çizili sözcük hem yapım hem çekim eki almıştır?
A) Anlatılanları sessiz bir şekilde dinliyordu.
B) Kimlik kartını cüzdanına koydu.
C) Sözünü ettiğim yazılar bu dergide yayımlanıyor.
D) Aşırı sıcaklardan ağaçların çoğu kurudu.
E) Masaya çiçek desenli bir örtü örtmüşlerdi.

 

16. (I) Bizde ünlülerin özel hayatlarıyla ilgili yazılar çok değildir. (II) Edebiyat tarihçileri, ağırbaşlı üsluplarıyla bu konulara girmekten özellikle kaçınır gibidirler. (III) Çünkü onlar için özel hayat değil, yapıtlardır asıl önemli olan. (IV) Ama Cemal Süreya’nın dediği gibi “Şairin hayatı şiire dahil’dir. (V) Yeri gelir, biyografik bir bilgi; bir öyküyü, bir romanı, bir şiiri çözümlemekte anahtar işlevi görebilir.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili aşağıdaki belirlemelerden hangisi yanlıştır?
A) I. cümlede bir isim tamlaması kullanılmıştır.
B) II. cümlede bir isim-fiil grubuna yer verilmiştir.
C) III. cümlede edat grubu vardır.
D) IV. cümlede bir bağlama grubu kullanılmıştır.
E) V. cümlede kurallı birleşik fiil vardır.

 

17. (I) “Şiir yaşlandı.” yargısına katılmıyorum. (II) Bu yargıda bulunurken şiirin geçmişine bakıyorsunuz. (III) Şiirin gerçekten uzun bir geçmişi vardır. (IV) Üzerinden çağların geçmesi şiirin yaşlanmasına neden olmaz. (V) Çünkü bazı şeylere zaman işlemez.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisinin yüklemi dönüşlü bir fiildir?
A) I.          B) II.          C) III.          D) IV.           E) V.

 

18. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ikileme diğerlerinden farklı bir görevde kullanılmıştır?
A) Yana yakıla dolaşırken rastladım sana.
B) Buraya gelip bizi açık açık tehdit etti.
C) Çok çamur karıştıran çamuru er geç üstüne bulaştırır.
D) Haftalar sonra gözünü açınca kızına uzun uzun baktı.
E) Bitmez tükenmez bir sığırcık sürüsü akın ediyordu.

 

19. Aşağıdaki cümlelerden hangisinde tamlayanı belgisiz zamir olan bir isim tamlaması vardır?
A) Kimsenin sorusu yoksa dağılabiliriz.
B) Onların bizimle gelmelerini istemiyorum.
C) Çocukların hepsi, bahçede toplanmıştı.
D) Küçük evin odalarından biri boştu.
E) Dairelerin çoğunu satmışlardı.

 

20. (I) Hava aniden kararıverdi. (II) Gök yarılırcasına şimşekler çaktı ve bardaktan boşanırcasına yağmur sökün etti. (III) Sanki iki saat önceki bahar havasını başka bir ülkede yaşamıştık. (IV) Köye ulaştığımızda pırıl pırıl bir gökyüzü karşıladı bizi. (V) Elimizdeki haritaya göre asfalt yol burada bitiyordu.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?
A) I. cümle nesne, zarf tümleci ve yüklemden oluşmuştur.
B) II. cümle bağlı cümledir.
C) III. cümlede isim tamlaması nesne görevindedir.
D) IV. cümlede yan cümlecik zarf tümleci görevindedir.
E) V. cümle olumlu-basit-kurallı bir fiil cümlesidir.

 

21. (I) Yaşlılar, gençlerin yaptıklarını yapamazlar.
(II) Bu, bedensel güç isteyen işler için doğrudur.
(III) Yaşlılar bu tür işleri yapamazlar elbette.
(IV) Ama akıl gücüne dayanan işleri daha iyi yaparlar.
(V) Bu yüzden yaşlandıkça düşünme gücümüzün zayıfladığı savı doğru değildir.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?
A) I. cümle basit yapılıdır.
B) II. cümle isim cümlesidir.
C) III. cümle devrik cümledir.
D) IV. cümledeki “daha iyi” zarf tümlecidir.
E) V. cümle birleşik yapılıdır.

 

22. Bu büyük başarıdan dolayı —
Bu cümle aşağıdakilerden hangisi ile tamamlanırsa cümlenin öğeleri sırasıyla zarf tümleci, özne, nesne ve yüklem olur?
A) büyük bir ödüle layık görüldü.
B) törene katılan herkes onu kutladı.
C) bütün çalışanlar mutlu oldu.
D) kendisi şehrimize davet edildi.
E) hepimiz çocuklar gibi sevindik.

 

23. Her metin, metni oluşturan yazarın şahsiyetinden, yaşam öyküsünden, kişiliğinden; olaylar, nesneler ve kişiler hakkındaki görüşlerinden birtakım izler taşır.
Bu cümledeki anlatım bozukluğu aşağıdakilerin hangisinden kaynaklanmaktadır?
A) Gereksiz sözcük kullanılmasından
B) Yüklemin geniş zamanlı olmasından
C) Belgisiz sıfat kullanılmasından
D) Öge eksikliğinden
E) Özne-yüklem uyumsuzluğundan

 

24. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde anlatım bozukluğu yoktur?
A) Öğrencilerimizin maalesef istenen seviyenin çok ilerisinde olduğunu sevinerek görüyoruz.
B) Halkımız, kahramanlık ve aşk romanlarını seviyor.
C) Ne coşku ne de iç daralması yalnızca bir anın eseri değildir.
D) Seni dinlemem, sözlerine inanmam.
E) Eğitime küçük yaşlarda başlanırsa sağlam bir temele oturtulabilir.

 

25. Dün akşam gün batımı, hiç görmediğim bir güzellikteydi. Pembe, turuncu bir bulut vardı gökyüzünde.Hele mavnaların geçtiği Seine üzerinde gök öyle bir
göründü ki ürperdim. Tramvayda baktım, kimse ama hiç kimse görmüyor bu güzelliği. Farkında olan, kendinden geçen, hayran olan tek yüz yok.Ama, diye düşündüm, güzelliği bulmak için yolculuğa çıkar, uzaklara giderler. Güzelliği bile satın almaya alışmışlar, parasız oldu mu görmüyorlar.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yoktur?
A) Birden çok duyuya seslenme
B) Eleştiriye başvurma
C) Duyguları yansıtma
D) Devrik cümleler kullanma
E) Betimlemelere yer verme

 

26. (I) Kitap okumak, hayatı değiştiren bir eylem midir?(II) Bazılarımız için böyle olabilir. (III) Bir kitap okuyup hayatı değişebilir insanın. (IV) Aslında okumak,
hayatı değiştirmekle birlikte anlamlandıran bir eylemdir. (V) Çağımız insanı, okumaya zaman bulamamaktadır. (VI) Bu eksiğini İnternetle gidermektedir. (VII) İnternetin bu eksiği ne ölçüde giderdiği ise tartışılır.
Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf hangi cümleyle başlar?
A) II.          B) III.          C) IV.          D) V.           E) VI.

 

27. (I) Doğrular uğruna kendimi ateşe atabilirim ama elden gelirse başkalarını yanmaktan korurum.(II) Evim gerekirse herkesin eviyle birlikte yansın.(III) İşimin olanaklarını sonuna kadar kullanmak isterim. (IV) Ama gerekmezse kurtulmasına sevinirim. (V) Bütün gücümle doğru için uğraşırım.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır?
A) I.          B) II.          C) III.          D) IV.          E) V.

 

28. Romanlarının kırk beş dilde yayımlanması, hakkında dünyanın en saygın edebiyat dergilerinin neredeyse tümünde sayısız yazının çıkması, çok sayıda prestijli uluslar arası edebiyat ödülü alması tesadüflerle ya da sadece yetenek olgusuyla açıklanamaz. Şu gerçeği itiraf etmemiz gerekiyor ki Orhan Pamuk, ev ödevini iyi yapan bir yazardır. O hem Türk edebiyatına hem dünya edebiyatlarına, hem de eserlerinde ele aldığı döneme ve konulara derinlemesine hakimdir.
Bu parça aşağıdaki sorulardan hangisinin cevabı olabilir?
A) Siz Orhan Pamuk’u başarılı bir yazar olarak görüyor musunuz?
B) Orhan Pamuk’un üretken bir yazar olduğunu düşünüyor musunuz?
C) Orhan Pamuk’un başarılı bir yazar olmasının ardında sizce hangi gerçekler yatmaktadır?
D) Orhan Pamuk’un Nobel Edebiyat Ödülü’nü aldığını duyduğunuzda ne hissettiniz?
E) Türk edebiyatının yurt dışında tanınmasında Orhan Pamuk’un herhangi bir katkısı olmuş mudur?

 

29. —Yani bir biyografi metni antolojilerde, ansiklopedilerde, yıllıklarda, kitapların ilk sayfalarında ya da arka kapaklarında birkaç paragraf ya da sayfayla
sınırlandırılmış olabileceği gibi birkaç yüz sayfalık uzun bir metin de olabilir. Bir kitap hacmine ulaşmayan biyografilerde kişinin yaşamı ve eserleri hakkında kısa bilgiler verilir; biyografik monografilerde ise kişinin yaşamı ve eserleri tüm yönleriyle ele alınır.
Bu parçanın başına aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
A) Biyografi metinlerinin gereğinden uzun tutulması, okuyucuları sıkar.
B) Biyografi metinlerinde önemli kişilerin yaşamları ele alınır.
C) Biyografi metinleri, herhangi bir alanda ün kazanmış kişileri, sonraki kuşaklara tanıtma amacıyla kaleme alınır.
D) Bir kişiyi bütün yönleriyle okuyuculara tanıtmayı amaçlayan biyografi kitaplarına biyografik monografi denir.
E) Biyografi metinlerinin kısalığı-uzunluğuyla ilgili bir kural yoktur.

 

30. Kendisi de bir sinir bilimci (nörolog) olan Lehrer, bu kitabında, sinir biliminin bazı keşiflerini önceden görmüş sanatçıları ele alıyor. Bu sanatçıların tümünün, modern bilimin doğuşuna tanıklık etmiş öncü isimler olması şaşırtıcı değil. Sinir bilimi, bilinci dışsal ve anatomik olarak kavramaya çalışırken bahsi geçen sanatçılar içeriden incelemeye girişirler. Sanatın, bilinci sinir biliminden önce kavrayabilmesinin sırrı ise yazarların kahinliğinde değil; sanatın, insan öznelliğine duyduğu kesin inançta saklıdır. Lehrer’in kitapta sık sık vurguladığı gibi; sinir bilimi, diğer bilim dalları gibi toptancı açıklamalar peşinde koşarken — Sinir biliminin kat ettiği onca yoldan sonra öğrendiği şu temel gerçek, Lehrer’in bu tespitini doğrulamaktadır: Her insan, kendine özgü nitelikleri olan bir varlıktır.
Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilebilir?
A) sanattan yararlanma ihtiyacını hissetmemiştir.
B) sanat, insanın bireyselliğinin peşine düşmüştür.
C) sanatın yol göstericiliğinden hareket etmiştir.
D) sanat, toplumsal gerçekleri açıklama amacı  gütmüştür.
E) sanat, insan gerçeğine bilimden farklı yaklaşmamıştır.

 

31. Edebiyat, toplumdaki sayısız iletişim yollarından biridir. Sanat eseri konuşursa, konuşurken bir dünya koyarsa ortaya, bunu hiç kuşkusuz birileri için yapar. Sanatta güzellik, sanatçının, gerçeğin örtüsünü kaldırarak düşsel bir dünyayı bir biçim aracılığıyla görünür hale getirmesinden doğar. Böylece sanat eseri de görünür kıldığı şeyin birilerince algılanmasıyla işlevini yerine getirmiş olur.
Bu parçada vurgulanan düşünce aşağıdakilerden hangisidir?
A) Her sanatçı, eserinde düşsel bir dünya yaratmak ister.
B) Sanat eseri, gerçeği ifade ederken kurguya yaslanabilmelidir.
C) Sanat eserinin tek amacı, gizli kalmış güzellikleri ortaya çıkarmaktır.
D) Her sanat eseri, birilerine seslenebildiği, birilerince algılanabildiği sürece vardır.
E) Sanatçı, eserleriyle insanı ve toplumu değiştirebilmeyi amaçlar.

 

32. Yazmak, elbette ki bir deneyim işidir. Erken açan çiçekler, meyveye dönüşmeden solar. Bu doğrudur. Ama bir şekilde edebiyatın dünyasına girmiş, bu yolda yürümek isteyen genç edebiyat sevdalılarını küçük görmek yerine onları yüreklendirmek, eleştirileri daha olumlu üslupla yapmak bize ne kaybettirecektir? Emeklemeden yürünemez. Dolayısıyla bu aşamada düşmelere, incinmelere karşı emekleyenlerin ellerinden tutmak gerekmez mi?
Bu parçadan çıkarılabilecek en kapsamlı yargı aşağıdakilerden hangisidir?
A) Yazın dünyasına yeni katılmış kişilerin hata yapması doğaldır.
B) Belirli bir birikime ulaşmadan eser vermeye çalışan kişilerin gerçek anlamda sanatçı olmaları mümkün değildir.
C) Yazmak, uzun uğraşlar ve deneyim gerektiren bir alandır.
D) Genç sanatçılar desteklenmeli, eleştirilerde yapıcı olunmalıdır.
E) Edebiyat dünyasına yeni katılanlara ağır eleştirilerde bulunmak doğru değildir.

 

33. Eski şiir dergileri, edebiyat tarihimizi öğrenme açısından tezkireler kadar önemlidir. Ancak binlerce şiir dergisi henüz incelenmiş değil. Bunların bazısında birbirine cevap şeklinde şiirler de var ki o şiirler edebiyat tarihimiz açısından çok değerlidir. Üniversitelerin öğrencilere tez konusu vererek bu dergilerin değerlendirilmesine katkıda bulunabileceğini düşünüyorum. Böyle bir çalışma, genç edebiyatçıların geçmişi öğrenmeleri açısından da oldukça yararlıdır.
Bu parçada eski şiir dergileri ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?
A) Yeterince incelenmemiş olmalarına
B) İçeriklerine
C) Edebiyat tarihimizi aydınlatıklarına
D) Genç edebiyatçılara kaynak oluşturabileceğine
E) Düşünce yazıları içerdiğine

 

34. Tiyatronun, bulunduğu ortamla sıkı sıkıya ilişkisi olduğuna inananlardanım. Tiyatro, halka sadece vereceği değil, halktan çok şeyler de alacağı olan bir sanat. Geleneksel tiyatromuzun öz ve biçim özelliklerinden, kalıplarından bunca zamandır neden yararlanılmadığına şaşıp kalanlardanım. Şahsen bu zengin ve bizim olan kaynaktan faydalanmaya ilkin “Lütfen Dokunmayın” adlı oyunumla başladım. “Keşanlı Ali Destanı” ile sürdürdüm. Batı taklitçiliğinin, şahsiyetsiz kopyalardan ileri bir şey getireceğine inanmıyorum.
Bu parçadan aşağıdaki yargılardan hangisi çıkarılamaz?
A) Türk tiyatrosu, geleneksel seyirlik oyunlarımızdan yararlanmalıdır.
B) Sahneleme ile ilgili teknik yetersizlikler tiyatromuzun gelişimini yavaşlatmaktadır.
C) Geleneksel Türk tiyatrosu, modern tiyatro için zengin bir kaynaktır.
D) Batı’dan uyarlanan oyunlarla tiyatroda ilerleme kaydedilemez.
E) Tiyatromuz, halk birikimiyle doğrudan ilişki halinde olmalıdır.

 

35. Kimi yazarlar, yazdıklarından ziyade kendilerinden sonra gelecek büyük yazarların temellerini atmış olmakla anılırlar. Onlar öncülerdir. Edebiyatta eskimiş damak zevklerini parçalarlar ve böylelikle yaşadıkları dönemde büyükçe bir patırtı çıkarırlar. Eserleri yıkıcıdır ve niyetlerini açık seçik ortaya koyar. Bir nevi kendi bildirilerini kalemlerinde sürüklemenin cüretiyle ham, sade metinler üretirler. Bu sadelik ve hamlık, kendilerinden sonra gelecek olanların işleyip mücevherleştireceği değerli taşlardır. Onların eserleri, ancak açtıkları yolda yürüyen büyük yazarlarla değerlendirildiğinde anlaşılır.
Bu parçada sözü edilen yazarlarla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Yaşadıkları dönemde değer görememekten, yalnız bırakılmaktan yakınırlar.
B) Eserlerinde söylemek istediklerini açıkça söyler, eski beğeni öğelerine karşı yıkıcı olurlar.
C) Onların gerçek değeri, kendilerini anlayan ve takipçisi olan yazarlar sayesinde anlaşılır.
D) Sanatsal özellik taşımayan saf ve sade eserler ortaya koyarlar.
E) Eserlerinden çok, kendilerinden sonraki usta sanatçılara yol göstermeleriyle hatırlanırlar.

 

36. Stephan Hawking, dünyanın en çok satanlar listesine girmiş “Zamanın Kısa Tarihi” isimli kitabının özünü koruyarak daha rahat anlaşılır, teknik terimlerin daha az kullanıldığı ve sayfa sayısının düşürüldüğü bir kitap hazırlamış Leonard Mlodinow ile birlikte: “Zamanın Daha Kısa Tarihi”. Bu kitabın, “Zamanın Kısa Tarihi”nin on milyondan fazla satmasından sonra yayıncılardan gelen talepler üzerine yazıldığı biliniyor. Kitabın içeriği, neredeyse birkaç ansiklopedi okumuşçasına donanımlı kılıyor okuyucuları. Kitapta çeşitli konularla ilgili bilgiler, eğlenceli örnekler ve çarpıcı resimlerle desteklenerek verilmiş. Sürükleyici ve etkileyici anlatımı sayesinde bir nefeste bitirebileceğiniz bu kitapta Albert Einstein, Galileo Galilei ve Isaac Newton gibi birçok bilim adamı hakkında kısa kısa bilgiler de verilmiş.
Bu parçada tanıtılan kitapla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?
A) Fizik bilimini geniş kesimlere sevdirmek amacıyla yazıldığına
B) “Zamanın Kısa Tarihi’ne göre daha anlaşılır bir 0 dille kaleme alındığına
C) Doyurucu bir içeriğe sahip olduğuna
D) Sürükleyici ve etkileyici bir anlatımın olduğuna
E) Kimi bölümlerinin görsel öğelerle desteklendiğine

 

37. Sanat yapıtının en acımasız ve yanılgısız yargıcı halk ve zamandır. Dünyanın bütün ülkelerinde ve bütün yüzyıllarda, yaşarken nice baskılara uğramış, itilip kakılmış nice sanatçıların daha sonraki zamanlarda insanlığın kültür ve özgürlük tarihinde hakları olan yeri aldıklarını görüyoruz.
Bu parçadan aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz?
A) Yüzyıllar sonra da sevilen, beğenilen eserler, zamana karşı koyabilen eserlerdir.
B) Sanat yapıtının kalıcı olacağına insanlar ve zaman karar verir.
C) Yaşarken değeri anlaşılamayan sanatçılar yıllar sonra hak ettikleri yere ulaşabilirler.
D) Dünya tarihi, sanat yaşamlarında çok sıkıntı çektikleri halde yüzyıllar sonra ünlenen insanlarla doludur.
E) Yapıtlarında kendi yaşamını işlemekten kaçınan sanatçılar kalıcı olamazlar.

 

38. Yazarın en büyük aşkı kelimelerdir. Bütün imkanları kullanarak bir menzile varır ki artık mevcut kelimeleri yeterli bulmaz ve çeşitli arayışlara yönelir. Yeni mecazlar bulur, dilin temel dokusuna zarar vermeden yeni kelimeler türetir, alışılmamış tamlamalar kurar, ilk bakışta yadırganabilen ifadeler keşfeder. Ama bunlar gereklidir artık. Yazar büyük sularda yüze yüze, olanakları zorlaya zorlaya sınıra dayanmıştır. Bir çıkış yolu bulmalı ve dil denizine yeni sular katmalıdır. Zaten diller bu şekilde zenginleşip gelişir. Tutuculuğu meslek edinmeyen, dilin katı kurallarına bağlı kalmayan şairler ve yazarlar sayesinde ilerliyor dil.
Bu parçadan aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz?
A) Dil, katı dil kurallarına bağlı kalmayan sanatçılar sayesinde gelişiyor.
B) Yazarların yeni kelimeler üretmeleri dile zarar verir.
C) Yazar, mevcut kelimeleri yeterli bulmayarak yeni kelime ve mecaz arayışlarına girebilir.
D) Yazarlar, belirli bir birikim elde edip kullandıktan sonra dilin sınırlarını zorlamaya başlar.
E) Yazarlar, kelimeleri sever ve dile zarar vermekten kaçınırlar.

 

39. Bir adın önüne gelerek onu renk, durum, biçim yönlerinden niteleyen sözcüklere niteleme sıfatı denir.
Bu cümlede dilin kullanıldığı işlev aşağıdakilerden hangisidir?
A) Sanatsal işlev
B) Göndergesel işlev
C) Şiirsel işlev
D) Dil ötesi işlev
E) Heyecana bağlı işlev

 

40. Kitaplar, insanın sıkıntılarına iyi geliyor. Hakiki okurların mutlu oldukları zamanlar, yüz binlerce kitabı bir arada görüp onların arasında gönüllerince gezebildikleri günler, yani kitap fuarlarıdır. TÜYAP İstanbul Kitap Fuarı, 25. yılını kutluyor. Biliyoruz, sadece İstanbulluların fuarı değil bu. Anadolu’dan da kitaba gönül düşürmüş pek çok okur, kalkıp o atmosferi yaşamak için TÜYAP’a geliyor. Elbette hakiki okurun kitaplarla bir araya gelmesi, fuardan fuara olmuyor. Onlar aşinası oldukları kitapçıları fuarın kalabalığına tercih ediyorlar. Ancak, kitabın ana gündem olduğu bir haftayı ve o rengarenk insan, kitap, okuryazar selini görmek insanı iyileştiriyor.
Bu parçaya göre aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Fuarların renkli havasının insanlara iyi geldiği
B) Kitapların, insanların ruhsal yorgunluğunu giderdiği
C) Gerçek okurların; tanıdıkları kitapçıları, kitap fuarlarına tercih ettikleri
D) Kitap fuarlarının, gerçek okurları mutlu ettiği
E) TÜYAP Kitap Fuarı’na İstanbulluların daha çok ilgi gösterdiği

 

türkçe ygs 8 cevap anahtarı

Etiketler:

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış.