Custom Search

19. Yüzyıl Türk Edebiyatı Genel Özellikleri ve Sanatçıları

5 Şubat 2013

19. YÜZYIL TÜRK EDEBİYATI  GENEL ÖZELLİKLERİ VE SANATÇILARI

19. yy Türk edebiyatı, Divan edebiyatı, Halk edebiyatı ve Batı etkisinde gelişen Türk edebiyatıolmak üzere üç alanda gelişme göstermiştir.                                                17. yy’dan sonra Divan edebiyatı ile Halk edebiyatının birbirinden etkilendiği bilinmektedir. 19. yy’da bu etkileşimin belirgin bir biçimde sürdüğü gözlenmektedir. BU arada, Divan edebiyatı geleneğini sürdüren kimi sanatçılarda Batı edebiyatının etkileri görülmeye başlamıştır. Yerlileşme, bu dönemim divan geleneği şairlerinde de sürmüştür. Yerel renk ve motifler; deyimatasözü türü yerli kültür ögeleri şiirlerde kullanılmıştır. BU, konuları bakımından genelde soyut bir görüntü veren Divan edebiyatının somuta daha çok yöneldiğini de göstermektedir. Bu dönemim eserlerinde bireysel yaşantılar dile getirilmeye, toplumsal yaşayış gündeme alınmaya başlamıştır. Gerek Batı ile ilişkiler gerekse bu eğilimler, mensur eserlerin çoğalmasını sağlamıştır.

Bu dönemde Enderunlu Vâsıf, Keçecizâde İzzet Molla, Yenişehirli Avnî, Leskofçalı Gâlip, Âkif Paşa gibi Divan edebiyatı geleneğini sürdürenler vardır. Yine aynı gelenek içinde Şeref Hanım, Leylâ Hanım, Âdile Sultan gibi kadın şairlerin varlığı dikkat çekicidir. Dönem sanatçılarının Halk edebiyatından aldığı en önemli özellikse sadeleşme eğilimidir.

Divan edebiyatı bu farklılaşmayı gösterirken Halk edebiyatının kimi temsilcileri de Divan edebiyatındankonu, biçim, ölçü, dil ve mazmunlar … yönünden etkilenmişlerdir. Çünkü bu dönemde kimi halk şairleri tekke ve medrese kültürünü tanımış, okuryazar kimselerdir: Dertli, Seyrâni, Erzurumlu Emrah, Ruhsati, Sümmani Bayburtlu Zihni…

Buna karşın otantik geleneği sürdüren halk ozanları da vardır. Bunlar, bildiğimiz özellikleriyle birlikte, Osmanlı İmparatorluğu’nun çözülme döneminden halkın etkilenişini dile getirmiş, toplumsal konuları da işlemişlerdir: Dadaloğlu, Deli Boran, Tokatlı Nûrî, Âşık Şenlik, Kağızmanlı Hıfzî, Beyoğlu… bu geleneğin temsilcilerindendir.

YENİŞEHİRLİ AVNΠ ( 1826-1884)      

Yenişehirli  Avnî, herkesçe  sevilen  bir  şairdir. Şiirleri  sağlam  ve  doğal  bir  üsluba  sahiptir. Söyleyişi  son  derece  rahat ve kolaydır. Divan şiirinin mazmunları yanında batılılaşmayla gelen yeni sözcükleri de kullanmıştır. Divan’ı vardır.

ENDERUNLU VÂSIF  (?-1824)   

Vâsıf’ın  şiirlerinde Nedim’in etkisi açıkça görülür. Vâsıf’ta  iki  ayrı  kalitede  şiir  vardır: Biri Divan şiirinin   mazmunlarının  mükemmel  kullanıldığı şiir; diğeri  sıradan, anlamı  fazla  düşünülmeden söylenmiş şiirdir. Edebiyatımızda daha çok şarkı şairi olarak tanınan Vâsıf, İstanbul’u şiirlerinde bütün güzellikleriyle işlemiştir. Enderunlu Vâsıf, halk söyleyişlerini şiire yerleştirmeye çalışmış fakat çok yerde bayağılığa düşmekten de kurtulamamıştır.  İstanbul kadınlarının konuşmalarını  şiirine  en  çok  yansıtan şairlerimizdendir. Divan’ı vardır.

KEÇECİZÂDE İZZET MOLLA  (1785-1829) 

Keşan’da sürgünde iken hayatının eseri olan Mihnet-i Keşân’da İstanbul hayatıyla, taşra hayatını karşılaştırır. Keşan sürgünündeki sıkıntılı yılların dile getirildiği uzun bir mesnevidir. Eserde, yeni görülen yerler ve ilginç tipler tasvir edilir. Divan şiirinin dil anlayışı göz önünde bulundurulursa, İzzet Molla’nın eserlerinde sade bir dil kullandığı görülür. Gülşen-i Aşk mesnevisinde kendisi gibi Mevlevi olan Şeyh Galip etkisi görülür. Gençlik şiirlerini Divan-ı Bahâr-ı Efkâr adlı eserde toplamıştır. Divân- ı Hazân-ı Âsar ise yaşamının son yıllarında yazdığı şiirlerinin bir araya getirilmesiyle oluşturulmuştur. Şiirlerinde, Şeyh Galip ve Nâbi’nin etkileri sezilir. Nazirelerinde bile teknik ustalığı açıkça görülür. Özellikle eleştirilerinde, yıpratıcı yönü ağır basan yergiler göze çarpar. Zeki, nüktedan, sözünü esirgemeyen, mizaha ve lâtifeye düşkün, zevk ve eğlenceyi seven bir yapısı vardır.

ERZURUMLU EMRAH  (19. yüzyıl)

Erzurum’da doğmuş, 1860’ta Niksar’da ölmüştür. Divan şiirini ve tasavvufu da bilir; ama asıl ününü aşık tarzı koşma ve semaileri ile yapmıştır. Akıcı ve lirik bir üslubu vardır.

DERTLİ  (19. yüzyıl)

Gerede’de doğmuş, Ankara’da ölmüştür. XIX. yüzyılın güçlü halk ozanlarındandır. Divan, Tekke ve Halk edebiyatlarıyla ilgili geniş bir kültürü vardır. Bir divanı da vardır, ama aşık tarzı şiirleri ile tanınır. Dilinde Divan dili etkisi sezilir.

DADALOĞLU (1785-1868?)

Avşar Türkmenlerindendir. Koçaklama, ve güzellemeleri ile tanınır. Koşma, semai, varsağı biçimlerinde şiirleri vardır. Karacağolan ile Köroğlu üsluplarının birleşimi gibi duran bir anlatıma sahiptir.

BAYBURTLU ZİHNİ  (19. yüzyıl)

Medrese öğrenimi görmüş, Divan tarzı şiirler de yazmıştır. Asıl ününü aşık tarzı şiirleri ile yap-mıştır.

SEYRÂNİ (1807-1866)

Kayseri’nin Everek (Develi) ilçesinde doğmuş ve ölmüştür. Yaşadığı dönemin usta ozanlarındandır. Toplum konularıyla ilgilenmiş, taşlamalar yazmıştır. Hayatta, taşlamaları yüzünden İstanbul’da barınamayıp köyüne döndüğü söylenir. Güzellemeleri de başarılıdır

Diğer Sayfalar:

Etiketler:

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış.