Custom Search

Fabl

27 Ocak 2013

Kahramanları,bitkiler,cansız varlıklar ve özellikle hayvanlar olan ve ders verme amacı güden öğretici nitelikteki öykülere verilen genel addır.Eğitim amaçlı fabllarda konu kısa olup kahramanlarının her biri insan karakterini yahut davranışını sembolize eder. Fabl” sözcüğünün kökeni Latince “hikâye” anlamına gelen “fabıla”‘dır. Fakat bu sözcük zamanla bir ahlâk ilkesi veya davranış kuralını anlatan kısa sembolik (simgesel) bir hikâye türünün adı olmuştur.Çok kez olağanüstü unsurlara sahip olan ve bu yanıyla alegorik bir hüviyet taşıyan bu öykülerde daha çok insanların zayıflıklarını gözler önüne sermek böylece onlara ders verme amacı güdülür.Bu ders çoğu zaman öykünün sonunda dile getirilir.

Fablların olağanüstü unsurlara sahip olması zaman zaman türü masala yaklaştırır.Olayların insan dışı varlıkların başından geçiyormuş gibi gösterilmesi okuyucunun verilen ahlak dersini kendi tecrübeleriyle keşfetmesini sağlar.Bu tür hikâyelerin, kahramanları çoğunlukla hayvanlardır. Hikâye kahramanı bu hayvanlar, kendi özelliklerini korumakla birlikte insan gibi konuşurlar. Esasen “fabl” bu özelliği nedeniyle masalımsı eserler arasında yer alır.

Fabllar hem nazım, hem nesir biçiminde olurlar.Fablın sonunda her zaman bir ahlâk dersi (kıssadan hisse) vardır. Bu ders kısa, açık ve doğru olmalıdır ve mutlaka öykünün doğal bir neticesi gibi görülmelidir.Fabllar teşhis ve intak sanatları üzerine kurulmuştur.Fabllarda öğretici (didaktik) bir amaç güdülür, gündelik hayatla ilgili dersler ve öğütler verilir. Okurlar çoğu zaman verilen dersin veya öğüdün ne olduğunu anlamakta zorluk çekmezler. Çünkü bu ders veya öğüt eserin bir yerinde, çoğu defa sonunda, bir atasözü ya da özdeyiş biçiminde açıkça belirtilir. Fabllarda basit ahlâk ilkelerine değinildiği gibi insanların birçok kusurlu yönüne de dikkat çekilir. Fabllerde soyut konular, olay plânıyla hem somutlaştırılarak hem de hareket kazandırılarak işlenir. Olaylar bizi güldürürken eğitir. İnsanlar arasında geçen iyi-kötü, cesur-korkak, dürüst-ikiyüzlü, gözü tok-aç gözlü… vb. çatışmalar; bu niteliklerin yakıştırıldığı hayvan kahramanlar arasında geçmiş gibi gösterilir. Dramatizasyona uygun oluşları anlatımlarındaki hareketliliği eyleme dönüştürmeye yardımcı olur. Böylelikle yaşayarak öğrenmeye uygundurlar. Fabllar insan belleğinde çok kolay saklanabilen ve ortaya çıkarılabilen özelliklere sahip olduğu için sözlü gelenek içinde de yaşatılabilmektedir. Teşhis ve intak sanatları üzerine kurulurlar.Bütün uluslarda ortak bir nitelikte olan fabllar basit, pratik ahlâk ilkeleridir.
Fablin de dört ögesi vardır: kişiler, olay, zaman, yer.
Kişiler: Fablin konusu olan olay, kişileştirilmiş en az iki hayvanın başından geçer. Bunlardan biri iyi ahlâklı bir tipi, diğeri kötü ahlâklı bir tipi canlandırır.Fablde ikinci derecede kişiler çok azdır, bazen yoktur. Kişi betimlemesi yoktur.Kahramanlar arasında tilki varsa biz onu kurnaz insan yerine koyarız; arslan varsa cesaretine güvenen biri yerine koyarız. Kısa olay bile bütün yönleriyle değil, yalnızca fable konu olan yönüyle tanımlanır. Derinlemesine duygu çözümlemelerine yer verilmez. Fabllerde bir de anlatıcı kişi vardır. Bu kişinin de betimlemesi yapılmaz, cinsiyeti verilmez. Anlatıcı kahramanları izler, dersini alır. Böylece dinleyen ile aynı görüşü paylaşır.
Olay: Fablin konusu insan başına gelebilecek her hangi bir olaydır. Olay,kahramanın eyleme dönüşmüş beğenme, istek, özlem, öfke, korku… gibi tutkuya dönüşmüş duygularından doğar. Fablin gövdesini bir olay oluşturur, asıl önemli olan fablin anlatılış nedenidir. Buna “ders” denir. Fabl plânı dört bölümdür:Serim, düğüm, çözüm, öğüt.
Serim: Olayın türüne, çıkarılacak derse göre kişileştirilmiş hayvanlar veçevre tanıtımının yapıldığı bölümdür.
Düğüm: Olay o çevrede verilmek istenen derse göre gelişir. Kısa ve sık konuşmalar vardır. Hemen birkaç konuşma ile olay düğümlenir
Çözüm: Olay beklenmedik bir sonuçla biter. Fablin en kısa bölümüdür.
Öğüt: Ana fikir bu bölümde öğüt niteliğinde verilir. Bu bölüm kimi zaman başta, kimi zaman sondadır. Kimi zaman da sonuç okuyucuya bırakılır.
Yer: Tasvir yapılmaz fakat çevre çok iyi verilmelidir: Orman, göl kenarı,yol… gibi. Olayın geçtiği yer olayla birlikte değişebilir.
Zaman: Her olay gibi fabldeki olay da bir zaman diliminde geçer. Kronolojik zaman kullanılır.
Türün bilinen ilk örnekleri Doğu’da İ.Ö.VII yy.da Asur-Babil masallarına,Batıda ise İ:Ö:VIII yy.da Atmaca ile Bülbül öyküsünü yazan Hesiodos’a  kadar uzanmaktadır.Zamanla serpilip gelişen tür,Batı’da Aisopos (Ezop),La Fontaine;Doğu’da Kelile ve Dinme yazarı Beydaba ile seçkin örneklerine kavuşur. Fars edebiyatında 8.-14 yüzyılda yaşamış ve toplumsal eleştirileriyle ilgili eserler kaleme almış olan ünlü mizahçı Ubeyd-i Zakanî ve 11/16. yüzyılda hayatını sürdürmüş olan Muhammed Bakîr Meclisî’nin Fare ile Kedi (Muş u Gurbe) adlı eserleri vardır. Sadî’nin Gülistan ve Bostan adlı eserlerinde hayvan hikâyelerini anlatan bir çok örnek mevcuttur.
Çağdaş hayvan destanları da denebilecek bu yeni türün başarılı örnekleri arasında Tilki Renard,Chantebury Öyküleri,ütopik bir hüviyete sahip olan George Orwell’in Hayvan Çiftliği (1945),Andersen Masalları ve Antoin de Saint-Exupry’nin Küçük Prens’i sayılabilir. James Thurber  de bu türün çağdaş temsilcilerindendir.
Eski Türk edebiyatında sıklıkla görülen kıssadan hisse türü öykücüklerin zengin örneklerine Sadi’nin Bostan ve Gülistan ile Mevlana’nın Mesnevisinde rastlamak mümkündür.Bu türün en yaygın örnekleri Feridüddin Attar’ın Mantıku’t Tayr ile 15 yy. şairi Şeyhi’nin yazdığı Harname adlı mesnevisidir. Türkçedeki ilk örneği Harname’dir.Batılı anlamda ilk örnekleri ise Şinasi vermiştir. Ahmet Mithat, Kıssadan Hisse adlı eserini ahlakî gaye güderek yazmıştır. Bu eserde yazar, Ezop’tan, La Fontaine’den yapmış olduğu çevirilere ve kendi yazmış olduğu fabllere yer vermiştir Recaîzade Mahmut Ekrem, La Fontaine’den Horoz ile Tilki, Kurbağa ile Öküz, Karga ile Tilki, Meşe ile Saz, Ağustos Böceği ile Karınca gibi bir çok çeviriler yaparak bu alanda Türk Edebiyatına katkıda bulunuştur Ali Ulvi Elöve Çocuklarımıza Neşideler, adlı şiir kitabında La Fontaine, Victor Hugo, Lamartine’den yaptığı çevirilerin yanında, yine bunlardan esinlenerek yazdığı fabl türü şiirlere de yer vermiştir. Nabizade Nazım’ın Bir Sansar ile Horoz ve Tavuk adlı eseri vardır Tarık Dursun K.’nın fabl üzerine bir çok eseri mevcuttur. La Fontaine, Ezop ve Krilov’dan çeviriler yaparak yayınlayan yazar, hayvanlarla ilgili bir çok hikâye de yazmıştır.Nurullah AtaçOrhan Veli Kanık, Ömer Rıza Doğrul, Kemal Demiray, M. Fuat Köprülü, Vasfi Mahir Kocatürk, Siracettin Hasırcıklıoğlu, Sebahattin Eyüboğlu fabl türü ile ilgilenmiş çeviri yapmış, araştırmalarda bulunmuşlardır.

Muhammet YÜCE

Benzer Sayfalar:

 Fabl Ders Sunusu

 Fabl Günlük Planı

Fabl

Etiketler:

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış.

Yeni Site