Custom Search

Reşat Nuri Güntekin

23 Aralık 2012

25 Kasım 1889’da İstanbul’da doğdu. 7 Aralık 1956’da Londra’da öldü. İlk öğrenimini Çanakkale‘de Mekteb-i İptidai’de yaptı. Mekteb-i Sultani’de (Galatasaray Lisesi) ve İzmir’de bir Fransız okulunda öğrenim gördü. Sınavla girdiği Darülfünun-ı Osmani Ulum-ı Edebiyat Fakültesi’ni 1912’de bitirdi. Fransızca öğretmeni olarak Bursa Sultanisi’ne atandı. 1916-1919’da İstanbul’da Vefa ve Erenköy liselerinde müdürlük yaptı. 1931’de Milli Eğitimmüfettişi oldu, bütün Anadolu’yu dolaştı. 1939-1943 arasında Çanakkale milletvekiliydi. 1947’de Milli Eğitim Başmüfettişliği’ne getirildi. 1950’de Paris’te Kültür Ateşesi ve UNESCO’da Türkiye temsilcisi oldu. 1954’te emekliye ayrıldı. Bir süre İstanbul Şehir Tiyatroları Edebi Kurul üyeliği yaptı. Kanser tedavisi için gittiği Londra’da yaşamını yitirdi. Cenazesi İstanbul’a getirildi, Karacaahmet Mezarlığı’nda toprağa verildi. Yazı hayatına Birinci Dünya Savaşı sonlarında başladı. İlk eseri “Eski Ahbap” isimli uzun öykü, 1917’de “Diken” dergisinde yayınlandı. 1819-1919’da Zaman gazetesinde “Temaşa Haftaları” başlığıyla tiyatro eleştirileri yazdı. Bu dönemde ŞairNedim, Büyük Mecmua, İnci, Diken dergileri ile Dersaadet ve Zaman gazetelerinde yayınlanan öykü, roman ve oyunlarında kendi adının yanısıra “Hayrettin Rüştü, Mehmet Ferit, Cemil Nimet” gibi takma isimler kullandı. Mizah ve magazin yazılarını da “Ateşböceği, Ağustosböceği, Yıldızböceği” gibi isimlerle yayınladı.

1922’de Vakit Gazetesi’nde tefrika edilen ve aynı yıl katip olarak basılan “Çalıkuşu” romanıyla ünlendi. Bu romanı önce “İstanbul Kızı” adıyla oyun olarak yazmıştı. O dönem koşullarında sahneye konulması olanağı çıkmayınca romana dönüştürdü. Türk edebiyatında gerçekçi romana yönelimin ilk örneklerinden olan Çalıkuşu, dili, anlatımdaki rahatlığı, duygusal yanlarıyla uzun yıllar güncelliğini koruyan bir eser oldu. Sinema ve televizyona da uyarlandı. Romanda, iyi bir eğitim görmüş ve bir aşk nedeniyle hüsran yaşamış İstanbullu genç öğretmen kadın Feride’nin tanıklığıyla Anadolu’nun Kurtuluş Savaşı’ndaki hali yansıtılır. Farklı yaşam biçimleri, farklı anlayışlar, farklı gelenek ve görenekler, toplumsal çatışmalar Feride’nin gündelik yaşamı ve duygu dünyasıyla iç içe verilir. 1927’den sonraki romanlarında da üslubunun temel yapısını değiştirmeden toplumsal sorunlara eğildi. Romanlarında sayısız insan tipi yarattı. Çoğunlukla erkek olan kahramanlarını, dış görünümlerinden çok psikolojik özellikleriyle yansıttı. Mizaha daha geniş yer verdiği öykülerinde de aşk, yalnızlık, fedakarlık, dostluk, ihanet gibi temalar kullandı. Anadolu gezileri sırasındaki gözlemlerini “Anadolu Notları” adıyla kitaplaştırdı. Öğrenciler için kitaplar yazdı, çeviriler yaptı.

ÇALIKUŞU 

Feride küçük yaşta anne ve babasını kaybeder. Teyzesinin yanında kalır ve bir Fransız okulunda okur. Teyzesinin oğlu Kamuran’la birbirlerini severler. Kamuran’ın başka biriyle ilişkisi olduğunu düşünen Feride Anadolu’ya giderek birçok yerde öğretmenlik yapar. İdealist bir öğretmen olan Feride’nin güzelliği dillere destandır. Dedikoduları önlemek için babası gördüğü Doktor Hayrullah Bey’le evlenir. Hayrullah Bey hastalanır. Feride’ye kapalı bir zarf vererek ondan bunu Kamuran’a ulaştırmasını ister. Zarfta Feride’nin günlüğü vardır. Kamuran, Hayrullah Bey’in kendisine ulaştırdığı notları ve mektubu okuduğunda Feride’nin kendisini ne kadar sevdiğini anlar ve onunla evlenir.

Yapıtın Özellikleri ve Önemi

Önceleri “İstanbul Kızı” adıyla dört perdelik oyun olarak düşünülen eser, daha sonra romana dönüştürülmüştür. Yazarın ilk ve en önemli romanıdır. Anadolu’ya yönelen ve geniş etkiler yaratan ilk romanlardandır.


ESERLERİ 

ROMAN:

  • Çalıkuşu (1922)
  • Gizli El (1924)
  • Damga (1924)
  • Dudaktan Kalbe (1925)
  • Akşam Güneşi (1926)
  • Bir Kadın Düşmanı (1927)
  • Yeşil Gece (1928)
  • Acımak (1928)
  • Yaprak Dökümü (1930)
  • Kızılcık Dalları (1932)
  • Gökyüzü (1935)
  • Eski Hastalık (1938)
  • Ateş Gecesi (1942)
  • Değirmen (1944)
  • Miskinler Tekkesi (1946)
  • Harabelerin Çiçeği (1953)
  • Kavak Yelleri (ölümünden sonra 1961)
  • Son Sığınak (ölümünden sonra 1961)
  • Kan Davası (ölümünden sonra 1962)

ÖYKÜ: 

  • Gençlik ve Güzellik (1919)
  • Roçild Bey (1919)
  • Eski Ahbap (1919)
  • Tanrı Misafiri (1927)
  • Sönmüş Yıldızlar (1928)
  • Leyla ile Mecnun (1928)
  • Olağan İşler (1930)

OYUNLAR: 

  • Hançer (1920)
  • Eski Rüya (1922)
  • Ümidin Güneşi (1924)
  • Gazeteci Düşmanı-Şemsiye Hırsızı-İhtiyar Serseri (Üç oyun birarada, 1925)
  • Taş Parçası (1926)
  • Hülleci (1926)
  • Bir Köy Hocası (1928)
  • Babür Şah’ın Seccadesi (1931)
  • Bir Kır Eğlencesi (1931)
  • Ümit Mektebinde (1931)
  • Felaket Karşısında-Gözdağı-Eski Borç (Üç oyun birarada, 1931)
  • İstiklal (1933)
  • Vergi Hırsızı (1933)
  • Bir Yağmur Gecesi (1943)
  • Balıkesir Muhasebecisi (1953)
  • Tanrıdağı Ziyafeti (1955)
  • Yaprak Dökümü (ölümünden sonra 1971)
  • Eski Şarkı (ölümünden sonra 1971)

GEZİ

  • Anadolu Notları (ilk cildi 1936; ikinci cildi 1966)

EĞİTİM

  • Dil ve Edebiyat: Türk Kıraati (1930)
  • Fransızca-Türkçe Resimli Büyük Dil Kılavuzu (1935)

Etiketler:

Yorumlar

  1. Ceren dedi ki:

    Ellerinize sağlık tek kelimeyle harika olmuş , performans ödevime yardımcı oldunuz onun yanı sıra edebiyatçımızın hayatını yaptığı eserleri hakkında bilgi edindik…Tek kelimeyle harikaaaa 🙂

  2. melis dedi ki:

    çok güzel allah razı olsun bu yazanlardan turkçe projeme yardım etti 🙂 😀

    1. E.Can Ünsal dedi ki:

      Cümleler ‘özellikle edebiyatta..’ büyük harf’le başlar. ‘Türkçe’ derken, özel isim olduğu için ve aynı zamanda bu ülkede yaşayan ve proje üreten biri olarak büyük harf ile yazmak zorundasın. Korkma. Milli marşın da böyle başlıyor zaten. Bu ülkenin vatandaşı değilsen, zaten, özür’ün kabahatinden büyük. Ama kendine yediremiyorsan, bu ülkenin kurallarına uymayı öğren. Yok bilmediğin için beni kızdırdıysan da doğru olanı öğren. Ya okuyarak(güvenilir kaynakları), ya dinleyerek (tabii ki yine güvenilir kaynakları) yada yaşayarak(-ki en zor ve uzun olanı, pahalıya patlayanı budur). Hayat sana -burnunu sürte sürte-öğretir. Tercihini yap.

      1. merve dedi ki:

        Burası Türk dil kurumu değil

      2. 800K YASUO dedi ki:

        Kardes ole diyon da sen de ayni seyi yapiyorsun özür’ün boyle degil ozrun seklinde olmaliydi cahilleri ortaya koyacan diye kendi cahilligin daha cok batti

  3. Mubiş dedi ki:

    Çok çok çok çok teşekkürler :)))