Custom Search

Türk Edebiyatının Dönemlere Ayrılmasında Kullanılan Ölçütler

4 Haziran 2014

TÜRK EDEBİYATININ DÖNEMLERE AYRILMASINDAKİ ÖLÇÜTLER

Edebiyat toplumu oluşturan bireylerin, kısacası toplumun ürünüdür. Toplum yaşamında ortaya çıkacak değişikler, başta dil olmak üzere o milleti millet yapan faktörleri ve onun ürünü olan edebiyatı derinden etkiler. Tarih boyunca varlığını sürdürmüş olan Türk milletinin edebiyatı da bu değişimlere paralel olarak türlü aşamalardan geçmiştir. Türk edebiyatını bu değişimler sonucunda ortak paydalarına bakıp dönemlere ayırarak incelemek daha iyi anlamamıza katkı sağlar.

Türk edebiyatının dönemlere ayrılmasındaki ölçütleri şu başlıklar altında inceleyebiliriz:

  • Dil anlayışı
  • Dil coğrafyası
  • Kültürel farklılaşma
  • Dinî hayat
  • Sanat anlayışı

Dil anlayışı

Dil sürekli değişen ve kendisini yenileyen bir canlıdır. Bir milletin sosyal, dinî, siyasî hayatındaki değişme ve gelişmeler dilin de değişmesine neden olur. Edebiyatı oluşturan ana malzeme dil olduğuna göre dildeki her gelişme ve değişimden edebiyat da payına düşeni alır. Türkçe, İslamiyet öncesi dönemlerde yabancı etkilerden uzak kalmıştır. İslamiyet’in kabulünden sonra Arapça ve Farsçanın Türkçe üstündeki etkisi artmıştır. 19. yüzyıldan itibaren de Türkçenin Batı dillerinin etkisinde kalmaya başladığını görüyoruz. Dilimizdeki bu dönemsel değişiklikler edebiyatımızın da farklı dönemlere ayrılmasında etkili olmuştur.

Dil coğrafyası:

Türklerin 11. yüzyıldan itibaren farklı coğrafyalara yayılması dilde de farklılıklara yol açmıştır. Türkçe; Doğu, Batı ve Kuzey Türkçesi olarak üç ana kola ayrılmıştır. Ayrı ayrı devletlerin kurulmasıyla her boy kendi yazı dillerini oluşturmuştur.

Kültürel farklılaşma:

Türkler tarih boyunca üç farklı medeniyet içinde yer almıştır: Göçebe kültür, İslamî kültür, Batı kültürü. İslamiyet öncesinde göçebe bir yaşamı benimseyen Türkler, İslamiyet’in kabulüyle birlikte yerleşik yaşamı benimsemeye başlamıştır. Sosyal ve kültürel yapıda meydana gelen değişikler edebiyat ve dili de etkilemiştir. Türklerin Batı kültürünü tanımasıyla birlikte kültür ve edebiyatta değişikler olmuştur.

Dinî hayat

Türkler İslamiyet’i kabul etmeden Budizm, Maniheizm, Şamanizm gibi dinleri benimsemiştir. Bu dinlerin etkisi edebiyatımıza da yansımıştır. İslamiyet’in kabulüyle birlikte Kur’an, hadis, peygamberler tarihi, dört halife, tasavvuf gibi İslamiyet’le ilgili kavramların edebiyatımızda yer almaya başladığını görüyoruz.

Sanat anlayışı

Türklerin her dönemde sanat anlayışındaki farklılıklar edebiyata da yansımıştır. İslamiyet öncesinde şaman, ozan, kam, baksı adı verilen din adamları çeşitli törenlerde etkili olmuş ve törenlerin dinî eksenli olarak düzenlenmesini sağlamıştır. İslamiyet’in kabulünden sonra eserler İslamiyet’i yayma düşüncesinden yola çıkılarak oluşturulmuştur. Batı kültürünün etkili olduğu Tanzimat,
Servet-i Fünûn ve Fecr-i Âti dönemlerinde sanatçılar, başlangıçta toplumsal düşüncelerini öne çıkarırken sonraları bireysel düşüncelerini ön plana çıkarmışlardır. Millî edebiyat ve Cumhuriyet döneminde ise memleketçilik düşüncesini ön plana çıkarmışlardır.

Gönderen: Atilla Kınık

Etiketler:

Yorumlar

  1. Türk Edebiyat Okulu dedi ki:

    Güzel bir çalışma. Teşekkürler…

  2. blank osman dedi ki:

    teşekkürle emeğinize

  3. blank anonim- dedi ki:

    yarinki sınav içi sayenizde mis gibi kopya harırladım 😀