Custom Search

Manzum Hikaye

16 Aralık 2013

Bir ya da birkaç sayfalık bir hikâyenin manzum olarak kaleme alınmasıyla oluşturulan metinlere manzum hikâye denir. Adından da anlaşılacağı üzere manzum hikâye belli bir ölçüye ve kafiye düzenine bağlı kalınarak yazılan kısa hikâyedir. Manzum hikâyelerde çoğunlukla didaktik nitelikleri ağır basan olay örgülerine yer verilmiştir. Manzum hikâye yazma geleneğinin Türk edebiyatında halk hikâyeciliği ve mesnevicilik kadar köklü bir geçmişinin olduğu söylenemez. Bu gelenek, mesneviden modern öykü ve romana geçişte bir aşama olarak değerlendirilebilir. Türk edebiyatında bu türde metin oluşturan edebiyatçıların en önemlileri Mehmet Akif Ersoy ile Tevfik Fikret‘tir. Yahya Kemal Beyatlı ile Faruk Nafiz Çamlıbel‘in de manzum hikâyeleri vardır.

Aşağıdaki metin parçası Mehmet Akif Ersoy’un “Meyhane” isimli manzum hikâyesinden alınmıştır.

Canım sıkıldı dün akşam, sokak sokak gezdim; Sonunda bir yere saptım ki önce bilmezdim. Bitince bir sıra ev, sonra bir de virane, Dikildi karşıma bir han kılıklı meyhane: Basık tavanlı, karanlık, sefil bir dükkân; İçinde bir masa, yahut civar tabutluktan Atılma çok ölü görmüş acıklı bir teneşir! Yanında hurdası çıkmış bir eski püskü sedir. Sakat, bacaksız on, on beş hasırlı iskemle, Kırık dökük şişeler, bir de çinko tepsiyle Beş on kadeh, iki üç testi… Sonra tezgâhlık Eden yan üstüne devrilme kirli bir sandık.
Sönük sönük yanıyor rafta isli bir lamba. Önünde bir küme: fes, takke, hırka, salta, aba Kımıldanıp duruyorken, sefil bir sohbet Bu isli zulmete vermekte büsbütün vahşet:
— Kuzum Dimitri, bu aksam biraz ziyâdece ver
— Ziyâde, anladık amma ya içtiğin şişeler
— Çizersin…
— Öyle mi? Lâkin, silinmiyor çetele! Bakın tavan tebeşirden görünmez oldu…
— Hele!
— Bizim peşin paramız… Almadın mı dün kuruşu?
— Ayol tükendi mezem… Bari koy biraz turşu. Arattı kendini ustan… Dinince dinlensin!
— Hasan be, sen de nasıl nazlı nazlı söylersin! Nedir o türkü… Aman başka yok mu? Hah, şöyle!
— Ömer, ne nazlanıyorsun? Biraz da sen söyle!
— Nevazil olmuşum, Ahmed, bırak sesim yok hiç.
— Sesin mi yok? Açılır şimdi, bir imam suyu iç
— Yarın ne iştesin Osman?
— Ne işteyim… Burada!
— Dimitri çorbacı, doldur! Ne durmuşun orada?
— O kim gelen?
— Baba Arif
— Sakallı, gel bakalım!

Etiketler:

Yorumlar

  1. zehranur dedi ki:

    acaba kısa bir manzum hikaye yaszan ama çok kısa lütfen arkadaşım lütfen