Zarflar
ZARFLAR (BELİRTEÇLER)
Fiilerin fiilimsilerin sıfaların ya da kendisi gibi zarf olan sözcüklerin anlamlarını “yer-yön, ölçü-miktar, durum, zaman ve soru” kavramlarıyla açıklayan sözcüklerdir.
1)DURUM ZARFLARI
Fiilleri veya fiilimsileri, nitelik, sebep, kesinlik, olasılık, yineleme, yaklaşıklık gibi anlamlarla belirten zarflardır.Fiile nasıl sorusunu sorarak buluruz.
*Manş denizini yüzerek geçti (N)
*Bu gece yıldızlar pırıl pırıl yanıyordu (N)
*Öfkeyle kalkan, zararla oturur.(N)
*Ağlamaktan göz pınarları kurudu (S)
*Tüm bu acılara onu sevdiği için katlanıyor(S)
*Seven bu gönül seni asla terk etmeyecek(K)
*Bahar rüzgarının şarkısı hiç susmaz burada (K)
*Şu an belki kuşlar bizim şarkımızı söylüyordur(O)
*Adana ‘ya geldiğinde herhalde bizimle kalır(O)
UYARI:Bazı durum zarflarını niteleme sıfatları ile karıştırmamak gerekir.
*Büyük insanlar her zaman büyük düşünür.
*Soğuk insanlara ben de soğuk davranırım
*İyi bir üniversiteyi kazanmak için sınavlara iyi çalışmalısın.
Yukarıdaki cümlelerde ilk altı çizili sözcük sıfat ikincisi ise zarftır.
2)YER-YÖN ZARFLARI (Nere(ye)?)
Fiilleri veya fiilimsileri yer-yön bakımından belirten zarflardır.
*Aşağı tükürsen sakal,yukarı tükürsen bıyık.
*Küçücük çocuğu hemen yukarı çıkardık.
*Odasının penceresinden içeri baktım.
*Biraz yürüdükten sonra geri dönmüş.
*Araba çok fazla ileri gitmiş.
*Az beri gelirsen arkadaşında oturur.
UYARI:Yer-yön zarfları çekim eki alırsa adlaşır.
*Işık,perdenin kenarından içeri sızıyordu.(Z)
*Işık,perdenin kenarından içeriye sızıyordu.(A)
UYARI:Bazı yer-yön zarflarını işaret sıfatları ile karıştırmamak gerekir.
*Aradığını yukarı katta bulamayınca yukarı çıkmış. (İlki sıfat, 2. si zarf)
*Aşağı mahallede gürültü olunca,apartman sakinleri aşağı inmiş. (İlki sıfat, 2. si zarf)
*İçeri zili çalınca öğrenciler içeri girdi. (İlki sıfat, 2. si zarf)
3)ZAMAN ZARFLARI (Ne zaman?)
Fiillerin veya fiilimsilerin anlamını zaman bakımından sınırlandıran sözcüklerdir.
*Onu daha önce hiç böyle görmemiştim.
*Mehtabı seyrederdik geceleyin buralarda.
*Bu akşam rüyamda Leyla’yı gördüm.
*Biz her gece uğultularını dinlerdik rüzgarların.
*Benim doğduğum köyleri geceleri eşkıyalar basardı.
*Bugün çalışan, yarın rahat eder.
UYARI: Bazı zaman anlamlı sözcükler belirtme durum ekini alırsa adlaşırlar.
*Bu akşam akşamı seyredeyim bakışlarında. (Altı çizili sözcük artık isimdir)
*Ne sabahı göreyim,ne sabah görüneyim. (Altı çizili sözcük artık isimdir)
4)ÖLÇÜ-MİKTAR ZARFLARI (Ne kadar)
Fiilleri, fiilimsileri, sıfatları veya kendisi gibi zarf olan sözcükleri ölçü-miktar bakımından sınırlandıran sözcüklerdir.
*Çok bilen çok yanılır.
*Sen burada biraz bekle.
*En güzel yıllarımı onun için harcadım. ( “en” bu cümlede sıfatın zarfıdır)
*Daha güzel bir dünya için çok çalışmalıyız. ( “daha” bu cümlede sıfatın zarfıdır)
*Sahilde fazla güneşlendiği için yanmış.
*Soruları çözerken daha dikkatli olmalısın. ( “daha” bu cümlede “dikkatli olmak” birleşik fiilinin zarfıdır)
UYARI:Bazı nicelik zarflarını sayı sıfatları ile karıştırmamak gerekir.
*Çok insan bunu başarmak için çok çalışıyor.
*Fazla para insanı fazla rahatsız eder.
UYARI: “Daha” sözcüğü bir fiilin önünde olduğunda zaman zarfı, kendi gibi zarf olan bir sözcüğün önünde olduğunda ölçü-miktar zarfı olur.
*Daha iyi bir insanı bulabilmek için daha evlenmemiş. (İlki ölçü-miktar zarfı, ikincisi zaman zarfı)
*Bizimle daha sakin konuşuyordu. (ölçü-miktar zarfı)
*Eve daha gelmemiş. (Zaman zarfı)
5) SORU ZARFLARI
Fiilleri ya da fiilimsileri soru yoluyla açıklayan sözcüklerdir.
*Ne zaman bu hayaller bir gün gerçekleşecek?
*Neden böyle düşman görünürsünüz,
Yıllar yılı dost bildiğim aynalar?
*Bu viran yerde nasıl yaşıyorsunuz?
*Yolun bitmesine ne kadar kaldı?
*Ne zaman bir köy türküsü duysam,
Şairliğimden utanırım.”
*Niçin gökyüzü bu kadar mavi görünür?
*Neden saçların beyazlamış arkadaş?
UYARI: “Ne” soru sözcüğü cümle içinde soru sıfatı ve soru zamiri olarak kullanılacağı gibi soru zarfı da olabilir.
*O karanlık sularda ne gördün?(Zamir)
*Hiçbir şey olmamış gibi ne susuyorsun?(Zarf)
*Benimle ne konuda konuşacaksın?(Sıfat)
*Gel ecel,ne korkarsın sarı çehremden benim? (Zarf)
*Aşık dediğin Mecnun misali kördür,
Ne bilsin,alemde ne mevsimdir.(Zarf-zamir)
*Ne ağlarsın benim zülfü siyahım.(Zarf)
*Şu dünyada ben ne insanlar gördüm. (Sıfat)
UYARI: “Nasıl” soru sözcüğü bir ismi belirtirse soru sıfatı, fiil ya da fiilimsiyi belirtirse soru zarfı olur.
*Onun nasıl bir insan olduğunu nasıl anlayabilirim? (İlki sıfat, ikincisi zarf)
*Gurbette nasıl bir hayat sürdüğünü nasıl bilmiyorsun? (İlki sıfat, ikincisi zarf)
Ayrıca bk. Zarflar, Edatlar, Bağlaçlar, Edatlar SBS E-Kitap (Muhsin KÖKTÜRK)
güzel bi site tavsiye ederimm
Bencde super bir site 🙂
iyiymiş çok beğendim ama bulmaca da olsaydı keşke hocamız ödev verdi de
Bence süper bir site herkese tavsiye ederim
çok iyi ancak örnekler artmalı
konu anlatımları çok güzel. öğretici. tebrikler
ÇOK YARDIMCI OLDU TEŞEKKÜRLER 🙂
Bencede iyi ama soru zarflarini nasil ayircagimizi biraz aciklamaliydi
Türkçeyle ilgili bilgi veren bir yazıda bağlaç olan -de ekinin bitişik yazılması da ayrı bir çelişki.
Çok iyi tsk edrm çok isime yaradı
bence çok güzel site bayıldım bide bulmaca olsaydı daha ıyı olurdu
Bugün Türkçe’de çok büyük bir problem yaşanıyor. Gençler okuduğunu anlamıyor ve bunun nedenini herkes eğitim sistemi olarak görüyor. Halbuki bunun en büyük nedeni Türkçe’yi doğru düzgün kullanan insan kalmaması. Dikkat ediyorum gazetelerde yazı yazmasını bilmeyen insanlar haber yazıyor, Türkçe cümle kurgusunun nasıl olduğunu bilmeyen insanlar bilimsel kitap yazıyor -ki bunlara Profesörler de dahil. Sizden ricam Türkçe’de cümlelerin kurulmasındaki önemli kuralları özetlemeniz. Klasik olarak “Ali bugün İstanbul’a gitti” cümlesinde yükleme yakın yazılan kelimelerin cümlenin anlamını nasıl değiştirdiğinden başlayabilirsiniz. Daha da önemlisi Türkçe’de zarfların cümle kurgusu içinde nerede yer alması gerektiği konusunda bilgi vermelisiniz. Örneğin yukarıda “Manş denizini yüzerek geçti” yazmışsınız. Bu cümle gazetelerde yanlış bir şekilde şöyle yazılıyor “Yüzerek Manş denizini geçti”. Durum o kadar vahim ki sizin yazdığınız “Niçin gökyüzü bu kadar mavi görünür?” cümlesi de yanlış. Doğrusu “Gökyüzü niçin bu kadar mavi görünür?” olmalı.