Custom Search

10 Kasım Konuşma Metni

24 Ekim 2023

Aşağıda çok etkili ve kaliteli bir günün anlam ve önemini belirten 10 Kasım Atatürk’ü Anma Konuşma Metni örneği sunucu konuşması mevcuttur. Programı ve konuşmayı Türk dili ve edebiyatı öğretmeni Tuğrul Elitaş hazırlamıştır.

10 Kasım Konuşma Metni

10 KASIM  KONUŞMA METNİ

Sayın Kaymakamım, Belediye Başkanım, Protokolün değerli temsilcileri, Değerli misafirler ve sevgili öğrenciler.

Bugün burada, 10 yıl bile yaşayamaz dedikleri ve 95 yıldır dimdik ayakta duran ve ebed müddet ayakta duracak olan Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu, büyük önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü aramızdan ayrılışının 80.yıldönümünde bir kez daha saygı ve şükranla anıyoruz.

Çok şey söylendi bu 80 yılda. Buna rağmen söylenecek ve ona dair bilinmesi gereken daha çok şey var.
Mustafa Kemal ATATÜRK, döneminin liderleri içerisinden 21.inci yüzyıla geçebilen tek liderdir. Üstelik diğer liderler kendi halkları tarafından yok edilmemin acısını yaşamışken, o hala halkının ve dünyanın nabzında en büyük canlılığıyla, sevgisiyle, saygısıyla hala yaşayabilen dünyadaki tek lider.
Biz hep onu tarihe mal olmuş yönleriyle tanıdık: Asker ATATÜRK ya da devlet adamı ATATÜRK olarak. Bugün bu yönleri ile değil de bambaşka bir Atatürk ile tanıştırmak istiyoruz sizleri.

En büyük düşmanı, Yunan başkomutanı Trikopis’de, hiçbir zorlama olmadan, her Cumhuriyet Bayramı Atina’daki Türk Büyükelçiliğine gidip, ATATÜRK’ün resminin önüne geçerek saygı duruşunda bulunacak kadar saygı uyandırabilen;

Yıl 1938, Amerikalı General McArthur’a, en zor, en buhranlı döneminde yanında duran yüz yirmiden fazla kişiye “ Şu anda hiçbirinizi değil, büyük istidadı ile Mustafa Kemal’i görmek için neler vermezdim” dedirtecek kadar, büyük bir özlem duydurabilen;

Yıl 1938. Ata`nın ölümü üzerine  Tahran gazetesinde yayınlanan bir şiirin şairine; “Allah bir ülkeye yardım etmek isterse onun elinden tutmak isterse başına Mustafa Kemal, gibi lider getirir” dedirtecek kadar kıskançlık oluşturabilen;

Yıl 1976. UNESCO, 152 üyesine, “Atatürk’ün doğumunun yüzüncü yılı, tüm üye devletlerce aynı anda kutlansın.” önerisi ile geldiğinde, İsveç delegesinin birden alevlenerek: “Ne yani dünyada bu kadar devlet adamı var, hepsinin doğum gününü böyle kutlayacak mıyız?” şeklindeki kinayeli sözlerini sarf etmesi üzerine, Rus delegesine, ayağa fırlamak ve yumruğunu masaya vurmak suretiyle, 152 ülkenin delegelerine: ”Genç delege arkadaşım hatırlatmak isterim ki ATATÜRK öyle dünyadaki herhangi bir lider değildir, bırakın onu bir yıl anmayı her ülke her problemimizde çare olarak aramalıyız.” sözlerini döktürtebilen;

Ardından “ne yani” diyen İsveç delegesinin ”Ben ATATÜRK’ü inceledim bütün ülkelerden özür diliyor ilk imzayı ben atıyorum” sözlerini sarf etmesi ile 152 üye devletin tamamına bu öneriyi kabul edip imzalamalarıyla düşüncelerini ve hayallerini kabul ettirtebilecek kadar, sağlam temeller üzerine kurulmuş düşünceleri olan;
1996’da ölen Haiti Cumhurbaşkanına, mezar taşına yazılması için :“Bütün ömrüm boyunca Türkiye’nin lideri Mustafa Kemal ATATÜRK’ü anlamış ve uygulamış olmaktan dolayı mutlu öldüm” cümlesini vasiyetine ve dolayısıyla mezar taşına yazdırtacak kadar, huzurun yaşanmasına vesile olabilen;

Yıl 2000. ABD Başkanı George Bush’a, milenyum mesajının bir bölümünde “Bugün milenyumun hiç şüphe yoktur ki tek devlet adamı, Mustafa Kemal ATATÜRK’tür. Çünkü o, yılın değil asrın lideri olabilmeyi başarmış tek liderdir.” gerçeğini itiraf ettirtebilecek kadar gerçek bir lider olan;
Norveç’te, bir işin çıkar yolunu bulamayan kişilere “Bu problemin mutlaka çözümü vardır. Sen git, bir de ATATÜRK gibi düşün.” diyerek  “ATATÜRK gibi düşünmek” deyimini dillerine yerleştirtebilecek kadar, her zaman dehasıyla imkansızı imkan dahilinde planlayabilen;

Yıl 1930. Yalova Köşkü’nde temelleri kaldırdı diye koca bir çınarın kesilmesine şiddetle karşı çıkıp, köşkün altına tramvay raylarını döşeterek, köşkü ağaçtan 4 metre 80 santim kenara çektirebilecek kadar, tabiat dostu ve hatta aşığı olan;
Yıl 1933. Vanderbit Üniversitesi profesörlerinden Doktor Kirk Landın’a, laboratuar ortamında bulduğu ve tüm dünyada verdiği bu adla üretilecek olan bir çiçek türüne “ATATÜRK” ismini verdirtecek kadar ilham kaynağı olabilen;

Bir İngiliz gazetecinin Mustafa Kemal’e: ”Birleşmiş Milletlere üye olmayı düşünüyor musunuz?” şeklindeki sorusu üzerine;  Mustafa Kemal’in: “Şartlarımızı koyarız. Kabullerine bağlı. Biz müracaat etmeyiz üye olmak için. Eğer davet gelirse düşünürüz.”şeklinde cevap vermesiyle “davet yöntemi” yasalarında olmamasına rağmen Birleşmiş Milletlere yasa değişikliği yaparak “davet yöntemi”ni yasalarına koydurtabilecek kadar, kendinin ve milletinin gücünün farkında olan;

Yıl 1937. “Ben bir İnkilap Çocuğuyum” adlı bir film senaryosu yazacak ve baş rolünde de kendisi oynayacak kadar sanatın yakınında veya karşısında duran değil bizzat içinde olabilen;
Yıl 1923. Avrupa’ya öğrenci gönderilecektir. Seçilen 11 öğrenciden biri Mahmut SADİ’dir. Atatürk onun Berlin Üniversitesine gitmesini ister. Mahmut Sadi:” Yıl 1923. Daha millet rahata ermemiş. Kafam öyle karışık ki gitsem mi kalsam mı, orda beni unutur mu bunlar, para yollarlar mı, gurbet ellerde ne yaparım? Bir an gitmemeye karar verdim, döndüm.” diye anlatır anılarında. Tam o an görevli gelip Mahmut Sadi adına bir telgrafı uzatır ona. ”Sizleri birer kıvılcım olarak gönderiyorum, alevler olarak geri dönmelisiniz.”(M. Kemal) İşte 11 öğrencinin nerede, ne zaman, ne düşünebileceğini hesap edebilecek kadar, düşüncelerinden ve gelecekten emin bir lider olan,

Bir Geometri kitabı yazacak ve Üçgen, açı, dikdörtgen gibi 48 tane geometri terimini Türkçe olarak dile kazandıracak kadar bilimle iç içe olabilen;
“Minber” adında ve 52 sayı yayımlanan hatta ilk defa sansür kelimesinin kullanıldığı bir gazete çıkartacak kadar farklı alanlarda karşımıza çıkabilen;
Kurtuluş Savaşı’nda Üsteğmen Kara Fatma’yı 700 erkek, 43 kadından oluşan bir müfrezenin reisliğine atayacak kadar, Türk kadınına inanabilen ve güvenebilen;

” Çocukluğumda elime geçen iki kuruştan birini eğer kitaplara vermeseydim bugün yapabildiğim işlerin hiçbirini yapamazdım.” diyen ve çocukluğunda eline geçen iki kuruştan birini kitaplara verdiği için 35 yaşında general, 40 yaşında başkomutan, 42 yaşında cumhurbaşkanı, 46 yaşında dünyada pek çok reformist var ama hiç biri dile dokunabilmeyi cesaret edememiştir; dile dokunabilen tek reformist olmayı başarabilecek kadar, azimli, kararlı, milletine, kültürüne, diline aşık; yaptıklarıyla çocukları, gençleri kadınları herkesi ülkesinin en değerlisi yapabilmiş, ölümünün üzerinden 80 yıl geçmesine rağmen hala milletinin gönlünde yerini koruyabilmiş;  Filipinlerden Çin’e kadar her ülkeden, her cinsten, her statüden insanın özlemle, sevgiyle, saygıyla aradığı ama bizim olan bir Mustafa Kemal’i, içimizden biri olan Mustafa Kemal’i, büyük bir onurla, büyük bir gururla takdim etmek istiyoruz bugün sizlere.

Yeterli Gelmedi mi Hiç Sorun Değil Aşağıdaki Sayfalarımıza da Bakın :))

Etiketler:

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış.