Custom Search

Batı Edebiyatı ve Edebi Akımlar – 4

24 Ocak 2013

BATI EDEBİYATI VE EDEBİ AKIMLAR

KLASİSİZM ( KURALCILIK )

(16.yy’ın 2.yarısı – 17.yy)

 17. yüzyılda,”hümanizm” kaynaklı Rönesans hareketi Fransa’da klasisizme dönüşmüştür.

Bu yüzyılın ilk yıllarında Fransa bir kargaşa döneminden yeni çıkmıştır. “Ülkeye çeki düzen verecek tek güç krallık” düşüncesi aydın sanatçılar üzerinde etkili olmuştur. Topluma “mutlak monarşiyle” sanat ve edebiyata da “belli kurallar”la egemen olunmuştur. Kral ve çevresinin ideal yaşamı sanatçıya esin kaynağı olmuştur. Bu çağın sanatındaki insan soylu ve seçkindir. Soyluların sanat beğenisi, klasisizmin belirleyici ölçüsü olmuştur. Demokratik ilişkilerin hak ve özgürlükleri monarşiyle kesildiği bu dönemde sanat ve edebiyatta toplumsal eleştiride söz konusu değildir.

Öte yandan Descartes’in akılcılık felsefesi, klasizmin düşünsel temelini oluşturmuştur. Aşk, kin, sevinç, … gibi duygular yanıltıcıdır, gerçek ve doğru yalnızca akıl yoluyla bulunabilir: “Düşünüyorum öyleyse varım”

  Eleştirmen Boileau, “Şiir Sanatı” (L’ art Poetique) adlı yapıtında klasisizmin temel ilkelerini ortaya koymuştur.

Özellikleri

  • Akıl ve sağduyu önemlidir, duygu ve hayal dışlanmıştır.
  • Dış dünyanın, doğanın betimlenmesinden kaçınılmıştır. Doğa olarak, insanın doğası, iç dünyası, değişmeyen yanı ele alınmıştır.
  • İdeal insan tipleri yaratılmıştır. Bu nedenle kahramanlar halk içinden değil, soylu sınıftan seçilmiştir.
  • Karakteristik ve yerel olan değil, evrensel ve kalıcı olan seçilmiştir.
  • Eserler ahlaka uygun oluşturulmuştur, aşırı tutkular akılla denetim altına alınmış ve erdem vurgulanmıştır.
  • Olayların gerçek olması değil, gerçeğe uygun olması önemsenmiştir.
  • Konudan çok, konunun işleniş biçimine önem verilmiştir.
  • Sanatçılar eserlerinde kişiliklerini gizlemişlerdir.
  • Kaba halk konuşmalarına yer verilmemiş, seçkin kişilerin dili yeğlenmiştir.
  • Anlatım, her çeşit süsten, yapaylıktan uzak, açık ve yalın kılınmıştır.
  • Sosyal ve fiziksel çevreye yer verilmemiştir.
  • · Eski Yunan ve Latin Edebiyatı örnek alınmıştır. Bu edebiyatın konuları kimi zaman aynı adlarla yeniden işlenmiştir.
  • ·  Tüm edebi türler için geçerli olan akım, etkisini daha çok tiyatroda göstermiş, bu türde üç birlik kuralı uygulanmıştır.•  MALHERBE (155–1628) ŞİİR•  CORNEİLLE (1606–1690) TREGEDYAHORACE, LE CİD, CİNNA

    •  RACİNE (1639–1690) TRAGEDYA

    ANDROMAK, PHEDRE, IPHEGENİA

    •  MOLİERE (1622–1673) KOMEDYA, Dünya edebiyatının en önemli komedi yazarlarındandır. “Güldürürken düşündüren komedi” çığırının öncüsüdür.

    CİMRİ, TARTUFFE, HASTALIK HASTASI DON JUAN, KİBARLIK BUDALASI, ZORLA EVLENME

GÜLÜNÇ KİBARLAR, ZORAKİ HEKİM, KOCALAR MEKTEBİ,   KARILAR MEKTEBİ, ADAMCIL, GEORGE DANDİNİ, SCAPİN’İN DOLAPLARI, BİLGİÇ KADINLAR…

•  LA FONTAINE (1621–1685) FABL

•  LA BRUYERE (1645–1696) PORTRE

KARAKTERLER

•  DESCARTES (1596–1650) FELSEFE

•  BOILEAU (1636–1711) Şair ve eleştirmendir.

ŞİİR SANATI

•  PASCAL (1623–1662) FELSEFE

DÜŞÜNCELER

•  Mme DE LA FAYETTE     ROMAN

•  FENELON      ROMAN

TELEMAK

•  Mme DE SEVİGNE      MEKTUP

•  SAIN SİMON     ANI

•  BOSSUET      HİTABET

Türk Edebiyatı’nda edebiyatın öykü, roman, tiyatro gibi türleri ortaya çıktığında Batı’da klasisizm çoktan bitmişti. Bu nedenle Türk Edebiyatı’nda bir klasik dönemden söz edilemez. Ancak klasizmin konuya değil, konunun işlenişine (biçimine) önem veren anlayışıyla Divan şiiri arasında  benzerlikler görülür. Öte yandan, Şinasi, Ahmet Vefik Paşa, Âli Bey ve Yusuf Kâmil Paşa gibi Tanzimat’ın birinci dönem sanatçıları, batılı klasik sanatçıların yapıtlarını Türkçeye çevirerek, uyarlayarak bu akımı Türk edebiyatına taşımıştır.

ROMANTİZM (COŞUMCULUK)

(19. yüzyılın yarısı)

  Toplumsal ve yaşamdaki değişmelerden kaynaklanan romantizm, klasisizmin dayandığı kurallara karşı bir tepki olarak doğmuştur. 18. yüzyılda İngiltere’de

1  –     2  –   3   –   4  –   5   –   6    –  7 –    8  –    9  –   10  –     11  –    12

Etiketler:

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış.