Söz Sanatları Konu Anlatımı ve Soru Bankası
Söz Sanatları Edebi Sanatlar Konu Anlatımı ve Soru Bankası
Aşağıda Dosyanın Bir Kısmı Verilmiştir.
A-) Mecaza Dayalı Söz Sanatları
Mecaz (Değişmece),Mecaz-ı Mürsel (Ad Aktarması, Düz Değişmece)Teşbih (Benzetme),İstiare (Eğretileme / Deyim Aktarmaları), Teşhis (Kişileştirme),İntak (Konuşturma), Kinaye (Değinmece), Tariz (Dokundurma, İğneleme)
B-) Anlama Dayalı Söz Sanatları
Hüsn-i Talil (Güzel neden bulma),Tecâhül-i Ârif (Bilip de bilmezlikten gelme ),Tenasüp (Uygunluk), Leff ü Neşr, Mübalağa (Abartma), Tezat (Karşıtlık),Tekrir (Yineleme),Telmih (Hatırlatma),Tevriye, İstifham (Soru sorma), İrsâl-i Mesel, Rücû, Terdîd, İktibas, Îham…
1-) MECAZ ( DEĞİŞMECE )
Bir sözcüğün gerçek anlamlarından (temel ve yan anlamlarından) sıyrılarak, başka bir sözcüğün yerinde kullanılmasıdır. Sözcükler cümle içerisinde ya da en azından başka sözcüklerle öbekleşerek mecazlı anlam kazanır. Deyimler, mecazlı öbeklerin en tipik örnekleridir. Atasözlerinde de mecaz bolca kullanılır. Sözcüğe mecazlı anlam yüklenmesinde iki ana yöntem vardır:
a) Benzetmelerden yararlanılarak gerçekleştirilen anlam aktarmamaları; bir başka deyişle “benzetme ilgisine dayalı” mecazlar (Benzetme, eğretileme, kişileştirme, kinaye, tariz, abartma)
b) Benzetme dışı ilgilerle gerçekleştirilen mecazlar (Mecaz-ı mürsel, ad aktarması) Her iki durumda da sözcüğün gerçek anlamından (temel ve yan) uzaklaşıp başka bir sözcüğün yerini alması, değişim söz konusudur.
* ” Günler akıp gidiyor.”
Akmak sözcüğü mecazlıdır. Günler, akıcı bir maddeye, mesela bir suya benzetilerek mecaz gerçekleştirilmiştir.”akıp” sözcüğü, değişmece yoluyla “geçip” sözcüğünün yerini almıştır.
* “O kadar susamış ki bardağı bir dikişte bitirdi.”
Sözü edilen kişi bardağı değil, içindeki suyu içmiştir.”bardak” sözcüğü “su” sözcüğünün yerini almıştır. Benzerlik söz konusu değildir. İç – dış ilgisiyle mecaz gerçekleştirilmiştir.
*”Bu üç günlük ömrümde bir gün bile gülmedim.”
dizesinde geçen “gülmedim” sözcüğü “mutlu, güzel yaşayamamak” yerine kullanılmıştır.
*”Benim içimde yanan ateş var.”
Bu dizede “ateş” sözcüğü de “aşk acısı, sevda çekmek” yerine kullanılmıştır.
*”Yine bize taş atıyor.”
cümlesindeki “taş atmak” sözü de mecazlı biçimde kullanılmıştır.
UYARI
Mecazlı kullanımı ayırt etmenin bir yolu da, sözcüğün yeni kazandığı anlamın gerçekte mümkün olup olmadığına bakmaktır. Mesela yukarıdaki kullanımlarda günlerin, gerçek bir su gibi akması mümkün değildir. Su içerken bardağın “bitmesi” şöyle dursun, bir zerresinin eksilmesi bile düşünülemez.
ÖRNEKLER
*”Duygularımız içimize sığmadı, ‘alkış’ ve ‘bravo’ larla dışarıya döküldü.”
Duygular akıcı bir maddeye benzetilmiş,”sığmamak” ve “dökülmek” sözcükleri mecazlı kullanılmıştır.
* “Bu işçi biraz daha pişmek ister.” (soyut; olgunlaşmak anlamında)
*Barış umutları yeşerdi.” (soyut; oluşmak anlamında)
* “Serin ama tatlı bir ilkbahar akşamıydı.” (soyut; hoş anlamında)
* “Olaylara bir de bu gözle bakmalısın.” (anlayış anlamında)
* “Yeni idarecimizin davranışları hamdı.” (tecrübesizlik )
* “Ölçülü davranışları vardı.” (seviyeli)
DİKKAT!
Mecaz anlamlılıklar sözcük, deyim, argo ve atasözü düzeylerinde görülebilir:
* “Lodos soğuğu kırdı.” (sözcük düzeyinde)
* “Onun ne zamandır kırdığı ceviz kırkı aşıyordu zaten.” (deyim)
* “Seni görünce kirişi kırdı tabii.” (argo)
* “Ana sorunumuz bu değil.” (sözcük)
* “Borsada kaybedince kafayı yedi.” (argo)
* “Bu boş kafalar gelişmemizi engelliyor.” (sözcük)
* “Her işte kılı kırk yarardı.” (deyim)
* “Ateş düştüğü yeri yakar.” (atasözü)
Yukarıdaki dosyanın tamamını İNDİREBİLİRSİNİZ.
Benzer Sayfalar
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış.